AYM, 22/6/2023 tarih ve 2022/110 E. sayılı kararında, denetim sonucunda ilgili belediye ve kamu kurum ve kuruluşları ile umuma açık hizmet veren her türlü yapıların ve açık alanların malikleri ile toplu taşıma araçlarının sahiplerine eksikleri tamamlaması için birinci fıkrada belirtilen sürenin bitiminden itibaren sekiz yılı geçmemek üzere ek süre verilebilmesini öngören 7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 47. maddesiyle 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun’un geçici 3. maddesinin altıncı fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “…dört yılı…” ibaresinin “…sekiz yılı…” şeklinde değiştirilmesinin Anayasa’nın 5., 17. ve 61. maddelerine aykırı olduğu sonucuna vardı. İptal kararının gerekçesi şu şekilde: “52. Anayasa’nın 17. maddesinde “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” hükmüne yer verilmiştir. Kişinin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı, birbirleriyle sıkı bağlantıları olan, devredilmez ve vazgeçilmez haklarındandır.
Anayasa’nın 5. maddesi insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamayı devletin temel amaç ve görevleri arasında saymıştır. Anayasa’nın 17. maddesinde temel haklar olarak güvence altına alınmış olan yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının etkili bir şekilde korunabilmesi yalnızca devletin bu haklara müdahaleden kaçınmasına bağlı değildir. Anayasa’nın 5. ve 17. maddeleri uyarınca devletin pozitif yükümlülükleri de bulunmaktadır. Bu pozitif yükümlülükler bazı durumlarda söz konusu temel hakların korunması için belirli tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir (benzer yönde bkz. AYM, E.2019/11, K.2019/86, 14/11/2019, § 13).
Bunun yanı sıra devletin engellilere yönelik pozitif yükümlülükleri kapsamında Anayasa’da çeşitli düzenlemelere yer verilmiştir. Bu bağlamda Anayasa’nın 10. maddesi gereğince engellilere ilişkin bu görevlerin yerine getirilmesi için pozitif ayrımcılık içeren tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacaktır (AYM, E.2022/51, K.2022/94, 20/7/2022, § 18).
Anayasa’nın 61. maddesinin ikinci fıkrasında ise “Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır” denilmek suretiyle engellilerin sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler kapsamında olduğu belirtilmiştir.
Buna göre Anayasa’nın anılan maddeleri uyarınca, engellilerin korunmasını ve toplum hayatına uyumunu sağlamak için gerekli tedbirleri alma görevi devlete yüklenen pozitif yükümlülükler kapsamında kalmaktadır. Bu çerçevede 5378 sayılı Kanun’un anılan maddelerinde belirtilen yapıların, açık alanların ve toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun hâle getirilmesi de maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirmesi hakkı bağlamında devletin engellilere ilişkin pozitif ödevleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. 57. Kanun’un dava konusu kuralın da yer aldığı geçici 3. maddesinin altıncı fıkrasının üçüncü cümlesinde ise geçici 2. madde ile bu maddede belirtilen erişilebilirlik
standartlarının ve yükümlülüklerinin uygulanmasının izlenmesi ve denetimi amacıyla kurulan komisyon tarafından yapılan denetimler sonucunda ilgili belediye ve kamu kurum ve kuruluşları ile umuma açık hizmet veren her türlü yapıların ve açık alanların malikleri ile toplu taşıma araçlarının sahiplerine eksikleri tamamlaması için geçici 3. maddenin birinci fıkrasında belirtilen sürenin bitiminden itibaren verilebilecek ek süre sekiz yıla çıkarılmıştır.
Kanun’un anılan maddelerinde umuma açık hizmet veren her türlü yapılar ve açık alanlar ile toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun hâle getirilmesi zorunlu kılınmış ise de bu yerlerin engellilerin erişebilirliğine uygun hâle getirilmesi için bir geçiş süreci öngörülmüştür. Bununla birlikte 4/7/2012 tarih ve 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesiyle ihdas edilen geçici 3. maddesinin altıncı fıkrasının üçüncü cümlesinin ilk hâlinde belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi için iki yılı geçmemek üzere ek süre verilebileceği hükme bağlanmıştır. 23/7/2020 tarih ve 7252 sayılı Dijital Mecralar Komisyonu Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 7. maddesiyle bu süre “üç yıl” şeklinde yeniden düzenlenmiş, 18/7/2021 tarih ve 7333 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 15. maddesiyle süre “dört yıl” olarak tekrar belirlenmiştir. Son olarak dava konusu kuralla anılan cümlede yer alan “…dört yılı…” ibaresi “…sekiz yılı…” şeklinde değiştirilmiş, bu yolla gerek geçici 2. maddede gerekse geçici 3. maddede geçiş süreci için öngörülen sürelerin kanuni düzenlemeler ile müteaddit defalar uzatılması yoluna gidilmiştir.
Kanun’un anılan maddelerinde umuma açık hizmet veren her türlü yapılar ve açık alanlar ile toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun hâle getirilmesi için öngörülen sürenin devamlı uzatılmasının engellilerin toplum içinde yer almaları, iş gücüne katılmaları ve bireysel olarak yaşayabilmeleri imkânını olumsuz etkileyeceği açıktır.
Bunun yanı sıra Kanun’da umuma açık hizmet veren her türlü yapılar ve açık alanlar ile toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun hâle getirilip getirilmediğinin denetlenmesi amacıyla bir komisyon kurulması öngörülmüş ve ayrıca Kanun’un geçici 4. maddesinde sürenin bitiminden itibaren öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmediği denetim komisyonlarınca tespit edilenler hakkında idari para cezasının uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak söz konusu alanların ve toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun hâle getirilmesi için öngörülen sürenin devamlı uzatılması Kanun’da öngörülen denetim mekanizmasını işlevsiz hâle getireceği gibi Kanun’un öngördüğü yükümlülüklere uymayanlar hakkında idari yaptırım uygulanması imkânını da ortadan kaldırmaktadır. Süre uzatımının devamlılık kazanması ise söz konusu alanları ve toplu taşıma araçlarını engellilerin erişebilirliğine uygun hâle getirilmesi yükümlülüğü bulunanların yükümlülüklerini yerine getirme hususunda istekli davranmamasına yol açacak niteliktedir.
Öte yandan umuma açık hizmet veren her türlü yapılar ve açık alanlar ile toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilmesinin ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk kişilerine aşırı külfet yüklemeyeceği, söz konusu yapılar, alanlar ve toplu taşıma araçları üzerinde gerçekleştirilecek bir takım ufak tadilat ve tamirat ile yapılacak bazı eklemelerle söz konusu yapılar, alanlar ve toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilmesinin mümkün olduğu açıktır.
Buna göre Kanun’un yayımlandığı tarih de dikkate alındığında geçen süre içinde her türlü yapılar ve açık alanlar ile toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilmesi amacıyla gerekli iş ve işlemlerin yapılması için öngörülen sürenin dört yıl daha uzatılmasının maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirmesi hakkı bağlamında devlete yüklenen engellilerin korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alma şeklindeki pozitif yükümlülüğe aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa'nın 5., 17. ve 61. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir. Kural, Anayasa’nın 5., 17. ve 61. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın 2., 10., 20., 23., 42., 49. ve 90. maddeleri yönünden incelenmemiştir.”