Anayasa Mahkemesinden Bilgi Edinme Talebinin Reddine İhlal Kararı Çıktı

Anayasa Mahkemesinden Bilgi Edinme Talebinin Reddine İhlal Kararı Çıktı

Anayasa Mahkemesi, 15/2/2023 tarihli Yaman Akdeniz (2) kararıyla (Başvuru. No: 2016/6815), BTK’nın kendisine yapılan bilgi edinme talebinin reddine dair işleminin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi.

Habere konu olan olayda, başvurucu, BTK'nın Mayıs 2008 ile Mayıs 2009 yılları arasında düzenli olarak her ay 5651 sayılı Kanun kapsamında hem mahkemeler tarafından hem de resen Başkanlık tarafından verilen erişim engelleme kararları ile ilgili istatistikleri kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla web sitesinden yayımladığını, aylık istatistik paylaşımına 11/5/2009 tarihinden sonra gerekçe göstermeksizin son verdiğini, bunun üzerine 21/12/2009 tarihinde BTK'ya bilgi edinme başvurusunda bulunarak 11/5/2009 ile Aralık 2009 tarihleri arasındaki dönem için daha önce her ay yayımlandığı şekli ile Kurumun elinde bulunan istatistiki bilginin kendisine verilmesini talep ettiğini ancak talebinin makul olmayan gerekçelerle reddedildiğini belirterek, bilgi edinme ve gerekçeli karar hakları ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürdü.

Anayasa Mahkemesi yaptığı inceleme neticesinde “Anayasa'nın 26. maddesinin kişilere resmî makamlarca tutulan bilgiye ulaşma şeklinde genel bir hak tanımadığını, devlete de elindeki veri ve belgelerle ilgili bilgi verme yükümlülüğü yüklemediğini tekrar hatırlatmak gerekir. Üstelik internet içeriğine erişimin engellenmesine ilişkin resmî verileri kamu ile paylaşma yönünde karşılaştırmalı hukukta yeknesak bir uygulama olmadığından devletin bu verileri yayımlayıp yayımlamama hususunda da geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır. Bununla birlikte somut olayın koşullarında yukarıda yer verilen değerlendirmeler bir bütün olarak dikkate alındığında 4982 sayılı Kanun'un 7. maddesi ile 20. maddesinin başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin kanuni dayanağı olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi müdahalenin meşru bir amacının bulunduğu da idari ve yargısal makamlarca gösterilememiştir. Bu itibarla başvuruya konu birinci ve ikinci sıradaki bilgi edinme talebinin 4982 sayılı Kanun ile kurulan mevcut sistem değiştirilmeksizin idari ve/veya yargısal makamlarca reddedilmesi bakımından ileri sürülen gerekçelerin başvurucunun ifade özgürlüğüne haksız bir müdahale teşkil ettiği, ifade özgürlüğüne yönelik böyle bir müdahalenin zorunlu bir sosyal ihtiyacı karşılamadığı, dolayısıyla demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.” şeklindeki gerekçeyle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.


Yorum Yaz