Eşe Alınan Hediyenin Tasfiye Sürecindeki Durumuna İlişkin Emsal Yargıtay Kararı

Eşe Alınan Hediyenin Tasfiye Sürecindeki Durumuna İlişkin Emsal Yargıtay Kararı

Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesine göre eşlerden birinin kişisel kullanımına yarayan eşya, edinilmiş mal grubundan gelen bir değer ile alınmış olsa bile ister tüketilen, ister dayanıklı bir mal olsun o eşin kişisel malıdır. Bir diğer ifade ile kişisel kullanıma yarayan mal, eşin kişisel malı ile alınmamış olsa dahi, yalnız kişisel kullanım amacına hizmet ediyorsa, eşin kişisel malı olarak değerlendirilmektedir.
Eşe doğum günü hediyesi olarak alınan araç, eşin kişisel kullanımına özgülendiğinden kişisel mal olarak anılmakta ve tasfiyeye konu edilememektedir. Nitekim Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/16133 E. 2016/6077 K. 05.04.2016 K.T. Sayılı ilamında davaya konu edilen aracın doğum günü hediyesi olarak davalı eşe verilmesi nedeniyle davalının kişisel malı niteliğinde olan araçtan dolayı tasfiye alacağı istenemeyeceğine dair hüküm kurulmuştur.

YARGITAY KARARININ TAM METNİ:

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ 2015/16133 E. 2016/6077 K. 05.04.2016 K.T.

Dava: “Davacı-karşı davalılar … ve … ile davalı-karşı davacı … aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının kısmen kabulüne kısmen reddine dair … 14. Aile Mahkemesi’nden verilen … sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalılar vekili, duruşmasız olarak katılma yoluyla davalı-karşı davacı … vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için … Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden … bizzat ve vekili Avukat … geldiler, karşı taraftan … bizzat ve vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı-birleşen dosya davalıları … ve … vekili, müteveffa … ile davalının 2001 yılında evlendiklerini, eşlerden …’in 2007 yılında öldüğünü, evlilik birliği içerisinde sahip olunan mal varlığının müteveffanın kişisel malları ile alınarak davalı adına tescil edildiğini açıklayarak, taşınmazlar ve araç kayıtlarının iptaliyle vekil edenleri adına tesciline, olmadığı takdirde mal rejiminin tasfiyesi ile miras payları oranında alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen dosya davacısı … vekili, asıl davanın yersiz açılması nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuş, birleşen dava dilekçesinde evlilik birliği içerisinde edinilen banka hesapları, araç ve diğer malvarlığının tasfiyesi ile 1/2 oranındaki tasfiye alacağının birleşen davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, asıl davada taşınmaz ve araç kaydının iptaline yönelik talebin reddine, asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile taleple bağlı olarak 10.000 TL.artık değere katılma alacağının dava tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan, yine taleple bağlı olarak 10.000 TL. artık değere katılma alacağının dava tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte birleşen davalılardan alınmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen davalılar vekili ile davalı-birleşen davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 s.lı HMK 33 m).İddianın ileri sürülüş şekline göre asıl dava; ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde artık değere katılma alacağı, birleşen dava; aynı nedene dayalı taşınmaz, araç ve ev eşyalarından kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir.

Müteveffa … ile davalı 29.12.2001 tarihinde evlenmişler, taraflar arasındaki mal rejimini, eşlerden …’in 20.05.2007 tarihinde ölmesi üzerine sona ermiştir. Dava konusu … ada … parsel üzerindeki 9 nolu bağımsız bölüm,08.07.2004 tarihinde,…ada … parsel üzerindeki 5 nolu bağımsız bölüm,26.11.2002 tarihinde, … plakalı araç,11.02.2002 tarihinde satın alınarak davalı … adına tescil edilmiş, … isimli yat ise;26.07.2006 tarihinde satın alınarak müteveffa … adına tescil edilmiştir.

1- Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmadığına, 07.10.1953 gün 8/7 YİBK, uyarınca tasfiye alacaklıları ayrık durumlar hariç ayni hak isteğinde bulunamayacağına, dava konusu aracın doğum günü hediyesi olarak davalı eşe verilmesi nedeniyle davalının kişisel malı niteliğinde olan araçtan dolayı tasfiye alacağı istenemeyeceğine, dava konusu yat ve müşterek ev eşyaları yönünden birleşen davacının tasfiye alacakları usulüne uygun olarak belirlendiğine, mahkemece taleple bağlı olarak yazılı şekilde karar verildiğine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerde gösterilen nedenler dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Davacı-birleşen davalılar vekili ile davalı-birleşen davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; mahkemece taşınmazların davalı …’ın kişisel malı olduğu görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına ve toplanan delillere uygun düşmemektedir.

Dava konusu 5 nolu bağımsız bölüm, 26.11.2002 tarihinde … İnşaat Şirketi’nden satın alınarak davalı … adına tescil edilmiştir. … İnşaat ile davalı … arasında düzenlenen 19.11.2002 tarihli daire teslim protokolünde satış bedelinin Hatice Tual’dan tahsil edildiği açıklanmış, 06.11.2002 ve 13.11.2002 tarihli toplam 35.000 $ bedelli alındı makbuzları tanzim edilmiş, daire teslim protokolünün düzenlendiği 19.11.2002 tarihinde tarafların Akbank’taki müşterek hesabından 295.000 $ çekilmiştir. Dava konusu taşınmazlardan 9 nolu bağımsız bölüm ise; 08.07.2004 tarihinde satın alınarak davalı adına tescil edilmiş, aynı tarihte banka hesabından müteveffa tarafından 170.000 TL çekilmiştir. Taşınmazların satın alınma tarihleri, daire teslim protokol tarihi, alındı makbuzları ile hesaplardan para çekilme tarihleri aynı ya da yakın günlere isabet etmektedir. Davacılar vekili,söz konusu taşınmazın müşterek hesaptan çekilen parayla satın alındığını, müteveffanın tasfiye alacağı olmadığını ileri sürerek istekte bulunmuştur. Taşınmaz satış protokolünün düzenlendiği tarih ile banka hesabından paranın çekildiği tarihlerin aynı güne denk gelmesi dikkate alındığında mahkemece bu taşınmazın davalının kişisel malı olduğu ve tasfiyeye tabi tutulamayacağı yönündeki görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.

Bundan ayrı, Mersin’de bulunan 24 ada 4 parsel üzerindeki 6 nolu bağımsız bölüm, davalı adına tapuda kayıtlı olup, davalının kişisel malı niteliğinde ise de, davacılar taşınmazın kiraya verilmek suretiyle gelir elde ettiği ve kira geliri üzerinde tasfiye alacağı bulunduğunu bildirerek istekte bulunulmuştur. TMK’nun 219/4.madde uyarınca; kişisel malların gelirleri edinilmiş mal niteliğinde olup tasfiyeye tabidir. Mahkemece kira gelirleri yönünden açılan davanın kişisel mal olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

Banka hesaplarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; hesap bilirkişisi tarafından, banka hesaplarındaki yoğun hareketler nedeniyle denkleştirme ve hesaplar arasındaki kaymaların tespit edilememesi nedeniyle tasfiye anındaki mevcut bakiyeler esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Düzenlenen bilirkişi raporu yetersiz olduğu gibi banka hesaplarının tam olarak incelenemediği bilirkişi raporunda da açıkça belirtilmiştir. O halde, mahkemece banka hesaplarının açılış tarihleri, hesap hareketleri üzerinde uzman bilirkişiler aracılığı ile inceleme yapılarak, hangi Hesapların tasfiyeye tabi olduğu, birleşen davacının tasfiye alacağının oluşacak sonuca göre belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak, taraf delillerinin eksiksiz olarak toplanması, dava konusu taşınmazlar ile davalının kişisel malı niteliğindeki 6 nolu bağımsız bölümün kira geliri üzerindeki davacıların tasfiye alacağının usulüne uygun olarak tespiti, banka hesaplarının açılış tarihleri ve hesap hareketleri gözönün de tutulması, hesaplar üzerinde 2 bankacı ve 1 hesap uzmanı bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak, banka hesaplarının tasfiyeye tabi mal niteliğinde olup olmadığının tespiti ile ondan sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, bozma nedenlerine göre taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacı-karşı davalılara, 321,30 TL peşin harcın da davalı-karşı davacıya iadesine 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Yorum Yaz