ÖZET: Eşin görev yaptığı yerden başka yere yapılan atama işlemi nedeniyle aile hayatına saygı hakkı ihlal edilmiştir.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
AYŞE NORTCU BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/39998)
Karar Tarihi: 8/12/2022
R.G. Tarih ve Sayı: 21/3/2023-32139
Başvuru Numarası : 2019/13338
Karar Tarihi : 8/12/2022
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
Başkan : Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler : Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör : Berrak YILMAZ
Başvurucu : Ayşe NORTCU
Vekili : Av. Selahattin YILDIRIM
I. BAŞVURUNUN KONUSU
"(1) Haklarında adli veya idari soruşturma yürütülen personelden soruşturma sonucunda bulundukları yerde görev yapmalarında sakınca görülenler, görev yaptıkları hizmet biriminin görev yeri değişikliği yönündeki teklifi dikkate alınarak hizmet bölgelerindeki zorunlu çalışma sürelerini tamamlama şartı aranmadan, atama dönemlerine bağlı kalmaksızın yer değişikliğine tabi tutulabilirler.
(2) Hizmet gereği yer değişikliği yapılacak memurun halen görev yaptığı hizmet bölgesindeki eksik hizmetleri aynı hizmet bölgesi içindeki (C) ve (D) hizmet grubu illerinden başlamak üzere başka bir hizmet alanında tamamlattırılır. Memurun görev yaptığı hizmet bölgesindeki diğer hizmet alanlarında norm kadronun dolu olması halinde, görev yapmadığı diğer hizmet bölgelerindeki (C) ve (D) hizmet grubu illerine ataması yapılabilir. Bu şekilde ataması yapılan memurun ayrıldığı hizmet bölgesindeki eksik hizmetleri daha sonra tamamlattırılır.
(3) Birinci fıkra gereği il içine tayin edilmesi uygun görülen personel hakkındaki kararın mahiyetine göre Bakanlık veya valilik tarafından il içinde durumuna uygun ilçelere/birimlere/kuruluşlara atanır.
(4)Bu madde gereği ataması yapılanlar, ayrıldıkları illere/ilçelere/kuruluşlara/birimlere atama tarihinden itibaren beş yıl geçmeden yeniden atanamazlar.”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
1.Kabul Edilebilirlik Yönünden
Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
20. Başvurucu; çocukları ve eşinden ayrı olarak başka bir ile atanması nedeniyle adil yargılanma, eşitlik ilkesi, hukuk devleti ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
21. Başvurucu, atama işlemi nedeniyle aile bütünlüğünün kamusal makamlar tarafından korunmadığını ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Aile hayatına saygı hakkı, Anayasa’nın 20. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınmıştır. Anayasa’nın 41. maddesinin ise Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, aile hayatına saygı hakkına ilişkin pozitif yükümlülüklerin değerlendirilmesi bağlamında gözönünde bulundurulması gerekmektedir (Murat Atılgan, B. No: 2013/9047, 7/5/2015, § 22; Marcus Frank Cerny [GK], B. No: 2013/5126, 2/7/2015, § 36).
22. Aile yaşamının temel unsuru, aile ilişkilerinin normal bir şekilde gelişebilmesi ve bu bağlamda aile fertlerinin birlikte yaşaması hakkıdır. Bu hakkın kapsamının aile yaşamına saygı yükümlülüğünden ayrı düşünülmesi mümkün değildir (Murat Atılgan, § 24; Marcus Frank Cerny, § 38).
23. Kişinin kamu görevlisi olması, kendisine sağladığı birtakım ayrıcalıklar ve avantajların yanında birtakım külfet ve sorumluluklara katlanmayı, diğer kişilerin tabi olmadığı birtakım sınırlamalara tabi olmayı gerektirmektedir. Kişi, kamu görevine kendi isteği ile girmekle bu statünün gerektirdiği ayrıcalıklardan yararlanmayı ve külfetlere katlanmayı kabul etmiş sayılmakta olup kamu hizmetinin kendine has özellikleri, bu avantaj ve sınırlamaları zorunlu kılmaktadır (İhsan Asutay, B. No: 2012/606, 20/2/2014, § 38).
24. Kamu hizmetinin niteliği gereği bazı kamu görevlilerinin belirli aralıklarla başka yerlere, bazen de başka kurumlara atanmaları zorunlu olabilir. Bu konuda idareye belirli bir takdir alanı tanınması gerektiği tabiidir. Bu bağlamda kişilerin birtakım mazeretler çerçevesinde başka yere atanma konusunda talep hakları var ise de atamaya ilişkin mazeretlerini dikkate alarak talepleri değerlendirip karara bağlayacak olan idaredir. İdarenin kendi mevzuatı çerçevesinde, ifa edilen kamu hizmetinin gereklerini, insan kaynaklarının verimli kullanılmasını, teşkilat yapısının elverişliliğini ve benzeri faktörleri dikkate alması kaçınılmazdır. Zira kamu hizmetinin sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde yerine getirilmesi için gerekli tedbirleri almak, ilgili idarenin öncelikli görevi ve sorumluluğudur (İhsan Asutay, § 39).
25. Bununla birlikte pozitif yükümlülükler kapsamında, kamu görevlilerinin atanması veya nakil işlemlerinde gözetilen kamusal yarar ile bireyin aile hayatına saygı hakkından yararlanmasındaki bireysel çıkar arasında makul bir denge kurulmalıdır. Elbette ki her atama veya görevlendirme işleminde olayın kendine özgü koşullarının gözetilmesi gerekir. Ancak devletin söz konusu dengeyi sağlayamaması durumunda aile hayatına saygı hakkının özünün zedelenebileceği gözden kaçırılmamalıdır (Nurbani Fikri, B. No: 2014/2502, 11/10/2018, § 48).
26. Başvurucunun atanmasına ilişkin idari işlemin niteliğini belirlemek Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında değildir. Anayasa Mahkemesinin görevi, başvurucunun atanmasına ilişkin işlemin anayasal haklarını ihlal edip etmediğini denetlemektir. Anayasa Mahkemesi bu husustaki denetimini büyük ölçüde derece mahkemelerinin gerekçeleri üzerinden yapacaktır (Nurbani Fikri, § 51).
27. Derece mahkemelerinin gerekçeleri gözetildiğinde başvurucunun atama işleminin, hakkında yapılan disiplin soruşturma raporunda Sakarya ili dışında başka bir birimde görevlendirilmesi önerisinde bulunulması ile bu disiplin soruşturması sonucunda zimmet ve denetim görevinin ihmali suçundan fezleke düzenlenmesi nedenlerine dayandığı anlaşılmıştır.
28. Kamu hizmetlerinin sürekliliğini ve aksamadan yürütülmesini temin etmek idarenin anayasal yükümlülüklerindendir. İdare, bu yükümlülüğünü memurlar ve diğer kamu görevlileri aracılığıyla yerine getirir. İdarenin bu yükümlülüğünü ifa etmek amacıyla kamu görevlilerinin çalıştığı yer ve alanların değiştirilmesine ilişkin tasarruflarda bulunması tabiidir. Bu açıdan -kamu hizmetleri yürütülürken- bazı alanlarda ve yerlerde ortaya çıkan personel ihtiyacının giderilmesi veya hizmetin daha iyi yürütülmesinin sağlanması amacıyla naklen atama veya geçici görevlendirme yoluyla kamu görevlilerinin görev yerinin değiştirilmesi hususunda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu kabul edilmelidir. Bununla birlikte kamu görevlilerinin görev yerlerinin değiştirilmesindeki takdir yetkisi kullanılırken Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının devlete yüklediği pozitif yükümlülükler de dikkate alınmalı, naklen atama işlemine tabi tutulan kamu görevlisinin menfaatleri ile idarenin ihtiyaçları arasında makul bir denge gözetilmelidir. Bu hassas dengenin kurulup kurulmadığının denetiminde derece mahkemelerinin ortaya koyduğu gerekçeler büyük önem taşımaktadır (Nurbani Fikri, § 53).
29. Başvurucunun evli olduğu ve iki çocuğu bulunduğu hakkında İdarenin bilgisi olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim 13/2/2018 tarihli farklı bir disiplin soruşturma raporunda başvurucunun ailevi durumu dikkate alınarak Sakarya il hudutları içerisinde Ferizli İlçe Müdürlüğü haricinde başka bir birim emrinde görevlendirilmesi önerisinde bulunulmuştur.
30. Devlet memurlarının atama işlemlerinde, aile birliğinin sağlanması ve sürdürebilmesine ilişkin tedbirleri alma, aile hayatına saygı hakkı ile çocuğun üstün yararı ilkesinin devlete yüklediği pozitif yükümlülükler kapsamındadır. Bu bağlamda atama işlemlerinde, aile birlikteliğini bozmayacak ya da sürdürülebilmesi yönünde kişilere aşırı külfet yüklemeyecek şekilde hareket edilmesi ayrıca kişilerin menfaati ile atamadan beklenen kamusal menfaat arasında somut olayın koşulları irdelenerek adil bir dengenin gözetilmesi gerekir. Bu bağlamda başvurucunun atanmasına ilişkin tasarruflarda bulunulurken devletin bu yükümlülüğüne de yeterli ölçüde ağırlık verilmesi gerekir. Bununla beraber bu yükümlülük başvurucunun görev yerinin hiçbir koşulda değiştirilemeyeceği anlamına asla gelmemektedir. Bu noktada idare tarafından ortaya konulan gerekçeler ve derece mahkemelerinin bu gerekçeler ile ilgili değerlendirmeleri ehemmiyet arz etmektedir. Derece mahkemelerinin kararlarında bireye düşen fedakârlığın ağırlığının gözönünde bulundurulması ve gözetilen kamu yararının gerekleri ile bireyin temel hakkının korunması arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda somut olayda, atama işleminin başvurucunun aile hayatı üzerinde meydana getirdiği olumsuz etkiler ile kamu hizmetinin etkin sunulması bağlamında kamu düzeninin ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik genel yarar arasında adil bir dengenin gözetilip gözetilmediği değerlendirilmelidir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Nurbani Fikri, § 55).
31. Başvurucu hakkında iki olay nedeniyle hazırlanan raporlarda atama konusunda farklı görüşlere yer verilmiştir. Nitekim 3/12/2017 tarihli disiplin soruşturma raporunda başvurucunun idari tedbir yönünden Sakarya ili dışında başka bir birimde görevlendirilmesi önerisinde bulunulurken, 13/2/2018 tarihli diğer disiplin soruşturma raporunda başvurucunun idari tedbir yönünden Sakarya ili hudutları içerisinde ve Ferizli ilçe Müdürlüğü haricinde başka bir birim emrinde görevlendirilmesi önerisinde bulunulmuştur.
32. Başvurucunun eşinin aynı ilçede uzun süredir özel veteriner olarak çalıştığı, çocuklarının öğrenimine burada devam ettiği gözetildiğinde, başvurucunun ailesinden ve sosyal çevresinden çok uzak bir yere atamasının yapılarak burada yeniden bir düzen kurmasının beklenmesinin aile ilişkilerinin sürdürülmesi bağlamında başvurucuya aşırı bir külfet yükleyeceği açıktır. Mahkemenin başvurucunun Sakarya ili hudutlarında başka bir birim emrinde görevlendirilmesine ilişkin sonraki tarihli rapor ile başvurucunun ailesinin bulunduğu Sakarya ili ile Erzurum ili arasındaki uzaklığın dikkate alınması suretiyle daha yakın bir yere yapılacak atamanın aile birliğinin korunmasına yönelik etkileri konusunda hiçbir tartışma yapmadığı ve bir gerekçe ortaya koymadığı vurgulanmalıdır. Bu nedenle derece mahkemesi karar gerekçesinin atama işlemiyle güdülen kamu yararı meşru amacı ile başvurucunun aile hayatına saygı hakkı arasında adil denge kurulmasına yönelik ilgili ve yeterli unsurlara sahip olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bireysel başvuruya konu olayda aile hayatına saygı hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerinin kamu makamlarınca yerine getirilmediği sonucuna ulaşılmıştır (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Nurbani Fikri, § 57; Süleyman Baran, B. No: 2015/11941, 9/10/2019, § 46).
33. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
İrfan FİDAN ve Muhterem İNCE bu görüşe katılmamışlardır.
C. GİDERİM
34. Başvurucu, ihlalin tespiti, yargılamanın yenilenmesi ve 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
35. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
36. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,
B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE İrfan FİDAN ve Muhterem İNCE'nin karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
C. Kararın bir örneğinin aile hayatına saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Sakarya 1. İdare Mahkemesine (E.2018/245, K.2019/49) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminata ilişkin talebinin REDDİNE,
E. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. İdare Dava Dairesi (E.2019/785, K.2019/1207) ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 8/12/2022 tarihinde karar verildi.
KARŞIOY GEREKÇESİ
“Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Ferizli İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde Müdür Vekili olarak görev yaptığı esnada dava dışı bir konu ile alakalı olarak müfettiş incelemesi devam ederken hesaplanamayan bir para açığının ortaya çıktığı, bunun üzerine Ferizli İlçe Müdürlüğü tarafından "…döner sermaye tahsilatları ile ilgili banka dekontları ve döner sermaye mutemetlerinin kasa defterlerinin incelenmesi sırasında 2017 yılı döner sermaye hesabına 95.633,75 TL yatırılmadığının…" yazı ile İl Müdürlüğüne bildirildiği, olayla ilgili olarak Bakanlık Makamının 03.11.2017 tarih ve 2520625 ve 2527467 sayılı Olurları ile müfettiş görevlendirildiği, yapılan denetim sonucunda düzenlenen 13.12.2017 tarih ve 4-45-2017/7-7 sayılı soruşturma raporunda "… Ferizli İlçe Müdür vekili olarak görev yapan davacının ve döner sermaye saymanı olarak görev yapan M.T.'nin görevleri gereği yukarıda belirtilen işlemler ile ilgili gerekli kontrol ve takip işlemlerini yapmayarak ihmal etmeleri sonucu zimmet olayının meydana gelmesine sebebiyet verdikleri…" belirtilerek sonuç bölümünde idari yönden davacının Sakarya İli dışına atanması teklifinin getirildiği, bu teklif üzerine Bakanlık Makamının 09.01.2018 tarih ve 879274448.70201-2017-193/11 sayılı Oluru doğrultusunda davacının Erzurum Valiliği emrine atanması işleminin tesis edildiği, anılan işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinden; Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdür Vekili olan davacının kurumun amiri olarak görev yaptığı, ilçe müdürlüğünün döner sermaye hesabına ilişkin olarak tahsil edilen miktarın hesap işlerini yürüten sözleşmeli personel tarafından hesaba yatırılmadığının çok sonradan ortaya çıkarıldığı, davacının amir sıfatıyla 657 sayılı Devlet memurları Kanunu'nun amirlere yüklediği takip ve kontrol görevini yerine getirmediği, öte yandan bahse konu zimmet olayı ile ilgili olarak davacı hakkında Ferizli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2017/707 soruşturma sayılı dosyasında soruşturma yürütülmekte olduğu; ayrıca bahsedilen soruşturmanın dışında, davacı ile kurumda çalışan memurlar ile arasında yaşanan birtakım olaylarla ilgili olarak başlatılan soruşturmalar bulunduğu, davacının personeline mobbing yaptığı iddiasına ilişkin olarak yürütülen soruşturma bulunduğu görülmüş, davacının çalıştığı kurumda kamu hizmetinin işleyişinde verimsizliğe sebep olacak şekilde çalışma huzurunun bozulduğu sonucuna ulaşılmış olup, dava konusu atama işleminin kamu yararı ve hizmetin gereği olduğu, naklen atama konusunda davalı idareye tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde kullanıldığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafından, başka bir soruşturma sonucunda düzenlenen soruşturma raporunda getirilen teklif üzerine eş durumu gözetilerek Ferizli İlçesi dışında ve fakat Sakarya İl Hudutları içerisinde bir birim emrine görevlendirilmesine ilişkin 06.03.2018 tarih ve 2017-141-176 sayılı Bakanlık Oluru bulunduğu ileri sürülmüş ise de, dava konusu işlemden sonra düzenlenen bu olurun, dava konusu işlemin hukuki denetimine ilişkin sonuç doğurmayacağı ve dosya kapsamında Erzurum İl emrine yapılan atamanın idarece iptal edildiğine ilişkin bir bilginin de yer almaması karşısında söz konusu işlemin idarenin iç işleyişine ilişkin olduğu sonucuna varıldığından davacının anılan iddiasına itibar edilmemiştir.” Gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.