MAHKEME KARARLARININ İNFAZDA ŞÜPHE UYANDIRMASI

MAHKEME KARARLARININ İNFAZDA ŞÜPHE UYANDIRMASI

Mahkeme kararlarının infazda şüphe ve tereddüt uyandırması bozma sebebidir.
KARARIN TAM METNİ:
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2023/468
Karar No: 2023/608
Karar Tarihi: 07.06.2023

Taraflar arasındaki mal rejimi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda … 2. Aile
Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin karar hakkında tarafların istinaf başvuruları … Bölge
Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince ayrı ayrı kısmen kabul edilmiştir. Bu kararın taraf
vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesi kararının, Yargıtay 2. Hukuk
Dairesinin 16.05.2022 tarihli ve 2021/10234 Esas, 2022/4488 Karar sayılı kararı ile davalı kadının
tüm davacı erkeğin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile kısmen bozulmasına ve dosyanın yeniden
karar verilmek üzere … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar
verilmiştir.
Bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda direnme kararı
verilmiştir
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrası gereği düşünüldü:
Dava katılma alacağı istemine ilişkindir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci
maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar
edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan
hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında ise
“Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle
olur” hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin
yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.
Nitekim Yargıtayın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulunun 19.06.1991 tarihli ve
1991/323 Esas, 1991/391 Karar; 10.09.1991 tarihli ve 1991/281 Esas, 1991/415 Karar; 25.09.1991
tarihli ve 1991/355 Esas, 1991/440 Karar; 05.12.2007 tarihli ve 2007/981 Esas 2007/936 Karar;
23.01.2008 tarihli ve 2008/29 Esas, 2008/4 Karar; 05.10.2011 tarihli ve 2011/607 Esas, 2011/604
Karar sayılı kararları).
Somut olaya gelince; mahkemece usule uygun karar oluşturulmamış, direnmeye ilişkin kısa karar
ve gerekçeli kararda sadece “Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2021/10234 Esas-2022/4488 Karar sayılı
bozma ilamına direnilmesine” denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara
yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve gerekçeli karar kurulmamıştır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir
hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından
incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü
duraksamadan uzaktır.
Şu durumda Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak …; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara
yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt
uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz usule uygun karar oluşturulmasıdır.
Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz
bulunmayan kısa karar ve gerekçeli kararı usule uygun karar değildir.
Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle
Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı usulden BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Yorum Yaz