ÖZET: Şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunması yeterlidir. Her iki imzanın da kaşe üzerinde bulunması halinde ise yetkili temsilcinin sorumluluğundan bahsedilemez.
KARARIN TAM METNİ:
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3266
Karar No: 2018/8852
Karar Tarihi: 01.10.2018
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 18/10/2017 tarih, 2016/20223 Esas - 2017/12711 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin borçlu … tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1)Borçlu …'nın 22.07.2013 vade tarihli 5.000,00 TL bedelli bono yönünden karar düzeltme itirazlarının incelenmesinde;
Düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında istek yerinde görülmediği gibi, HUMK'nun 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından karar düzeltme isteminin İİK'nun 366. ve HUMK'nun 442. maddeleri uyarınca REDDİNE,
2)Borçlu …'nın 02.04.2013 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, 31.05.2013 vade tarihli 12.000 TL bedelli, 15.07.2013 vade tarihli, 12.000,00 TL bedelli, 12.03.2013 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, 02.03.2013 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, 22.03.2013 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bonolar yönünden karar düzeltme itirazlarına gelince;
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu …'nın İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvurusunda; takip dayanağı bonoları şirketi temsilen imzaladığını, şahsi sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek takibin durdurulmasını istediği, mahkemece, borçlunun senetleri şahsı adına imzalamadığı, böylece senette müracaat sorumlularından olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Takip dayanağı bonoların düzenlenme tarihi itibari ile yürürlükte olup olayda uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 776/1-g maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için “… senedi düzenleyenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak öngörülmemiştir. TTK'nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 677. maddesi gereğince, şirketin münferit temsilcisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imzanın kendisini sorumluluktan kurtaracağı düşünülemez. Yine, TTK'nun 778. maddesi göndermesi ile
bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 701. ve 702/1. maddeleri gereğince, keşideci şirket kaşesi üzerindeki imza dışında bononun ön yüzüne konulan her imza … şerhi sayılır. … için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekmez. … veren kimse, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olur. Özetle şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunması yeterlidir. Her iki imzanın da kaşe üzerinde bulunması halinde ise yetkili temsilcinin sorumluluğundan bahsedilemez. Bir diğer ifade ile senetteki her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık … olgusundan söz edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 05.10.2011tarih, 2011/12-480 E. - 2011/598 K. sayılı kararı).
Somut olayda, takibe konu 02.04.2013 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, 31.05.2013 vade tarihli 12.000 TL bedelli, 15.07.2013 vade tarihli, 12.000,00 TL bedelli, 12.03.2013 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, 02.03.2013 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, 22.03.2013 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bonolarda tanzim eden “… … Ltd. Şti”nin adının yazılı olduğu, ön yüzdeki borçluya ait iki imzanın da şirket kaşesi üzerinde olduğu, açıkta imzanın bulunmadığı görüldüğünden, imzanın şirket adına atıldığının kabulü gerekir.
Bu durumda takibe konu bu bonolar nedeniyle borçlu … şahsen sorumlu olmadığından, mahkemece itirazın kısmen kabulü ile İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin adı geçen borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup, alacaklının temyiz yoluna başvurması nedeniyle, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekirken bozulduğu anlaşılmakla borçlunun kararın düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlu …'nın karar düzeltme isteminin yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulü ile Dairemizin 18/10/2017 tarih, 2016/20223 Esas - 2017/12711 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, … 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 28/04/2016 tarih ve 2016/254 E.- 382 K. sayılı kararının hüküm bölümünün ikinci paragrafında yer alan; “takibin iptaline” sözcüğünün karar metninden çıkarılarak yerine; “takibin durdurulmasına” sözcüğünün yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 01/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.