Yasal ve Yeterli Olmayan Gerekçelerle 5237 Sayılı Kanunun 62. Maddesinin Sanık Hakkında Uygulanmaması

Yasal ve Yeterli Olmayan Gerekçelerle 5237 Sayılı Kanunun 62. Maddesinin Sanık Hakkında Uygulanmaması

ÖZET    : Sanık hakkında yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle 5237 sayılı Kanun'un 62'nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır.    

KARARIN TAM METNİ:

  Yargıtay 3. Ceza Dairesi   Esas No: 2021/17226   Karar No: 2023/3064   Karar Tarihi: 10.05.2023    
  1. HUKUKÎ SÜREÇ
 
  1. .... Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.04.2018 tarihli ve 2017/177 Esas, 2018/195 sayılı Kararı ile sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkraları ile 63 üncü maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
 
  1. ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 08.02.2019 tarihli ve 2018/690 Esas, 2019/238 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
 
  1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, onama görüşünü içeren Tebliğname eklenerek dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
 
  1. TEMYİZ SEBEPLERİ
  Sanık ve müdafiinin temyiz istemleri özetle;  
  1. Sanığın ByLock programını kullanmadığına, ByLock programının hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna, tespit ve değerlendirme tutanağının olmadığına,
 
  1. Sanığın üzerine atılı suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
 
  1. Sanık hakkında aleyhe tanıklık edenlerin etkin pişmanlıktan yararlandığına, bunların beyanlarına itibar edilemeyeceğine ayrıca 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin hiçbir gerekçe gösterilmeden uygulanmamasına ve sair sebeplere ilişkindir.
  III. OLAY VE OLGULAR   Temyizin kapsamına göre;  
  1. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
  İlk Derece Mahkemesince özetle, her ne kadar sanık ByLock isimli programı cep telefonuna yüklemediğini, kullanmadığını, ve örgüt üyesi olmadığını ileri sürerek üzerine atılı suçlamaya karşı redde yönelik savunmada bulunmuş ise de, yapılan yargılama ve dosya kapsamındaki deliller bir bütün olarak dikkate alındığında; sanığın örgütsel gizliliğe riayet ederek münhasıran FETÖ/PDY mensuplarınca kullanılan ByLock isimli örgüt içi haberleşme programını kullandığı, Yargıtay (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 24.04.2017 ... ve 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere ByLock tabir edilen programı kullanmanın başlı başına örgüt üyeliği açısından delil olarak kabulünde zorunluluk bulunduğu, bunun için ayrıca bu program ile yapılan yazışmaların yahut icra edilen görüşmelerin veya da gönderilen e-maillerin içeriğinin tespitine gerek bulunmadığı, sanığın örgütün düzenlediği sohbetlere katıldığı, aralarında örgütün emniyet personeline oluşturduğu hususi hizmet (mahrem) imamlarınında bulunduğu örgüte üye olmak suçundan haklarında adli işlem yapılan çok sayıda şüpheli veya sanık ile irtibatının olduğu, sanığın eylemlerini özellikle devletin bu yapı ile aktif mücadeleye başlamasından sonra da devam ettirdiği, sanığın süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylemleriyle örgüt hiyerarşisine dahil olduğu, örgüt ile organik bağ kurarak örgüt üyesi vasfını kazandığı anlaşılmakla cezalandırılmasına karar verilmiştir.  
  1. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
  Bölge Adliye Mahkemesince, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve taktirine, gösterilen gerekçe ve uygulamaya oluşa ve dosya içeriğine göre; mahkemenin kararında eleştirilen hususlar dışında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı, kararda bir isabetsizlik görülmediği anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık ve sanık müdafinin istinaf itirazları yerinde görülmemiş olmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.  
  1. GEREKÇE
  Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;  
  1. Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında ve dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
 
  1. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı anayasal düzene karşı işlenen suçlar soruşturma bürosu tarafından 2017/68532 soruşturma numarasına kayden yürütülen soruşturma kapsamında, gizli tanık Garson'un, gerek Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/250 Esas saylı dosyasında verdiği 16.02.2018 tarihli, gerekse Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 18.04.2017 ve 27.04.2017 tarihli (KOM Daire Başkanlığında alınan) ifade tutanaklarında belirtildiği gibi, anılan örgütün mahrem yapılanması içerisinde yer alan Emniyet Genel Müdürlüğüne sızmış mensupları ile bunlardan sorumlu mahrem imamlarının örgütle irtibatı, bağlılık derecesi ve örgütsel konumu gibi stratejik önemi haiz bilgilerin kaydedildiği dijital materyallerin, Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinden alınan 18.04.2017 tarih ve 2017/2920 Değişik iş sayılı karara istinaden incelenmesi neticesinde düzenlenen veri inceleme raporunun, müsnet suç yönünden; gizli tanık beyanına ve gizli tanık tarafından teslim edilen dijital materyallere dayanılarak düzenlenmiş, sanığın örgütle irtibatını ortaya koyan bir belge olarak kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
 
  1. Dosyada mevcut diğer delillerin atılı suçun sübutu ve cezanın kişiselleştirilmesi için yeterli olduğu görülmekle, sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna ilişkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı getirilmeden ByLock kullandığının kabul edilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
 
  1. Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, örgütün emniyet mahrem yapılanması içerisinde yer alarak örgütsel toplantılara katılan, KOM Daire Başkanlığı tarafından gönderilen veri inceleme raporunda, \"FETÖ mensubu olup herşeyiyle teslim olan ancak yöneticilik vasıfları olmayan polis memuru\" ifade eden \"SAY\" olarak kodlanan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
 
  1. Sanık hakkında yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmemiştir, ancak;
  5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failinin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiş olmakla; adli sicil kaydı kaydı bulunmayan, duruşma tutanaklarında tespit edilen ve savunma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gereken davranışlar dışında olumsuz hali yansıtılmayan sanık hakkında yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır.  
  1. KARAR
  Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık ve müdafinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 08.02.2019 tarihli ve 2018/690 Esas, 2019/238 sayılı Kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,   Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca .... Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,   10.05.2023 tarihinde karar verildi.

Yorum Yaz