Bekletici Sorun Ve Ceza Mahkemesi Kararlarının Hukuk Mahkemesini Bağlaması

Bekletici Sorun Ve Ceza Mahkemesi Kararlarının Hukuk Mahkemesini Bağlaması

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Bekletici sorun” başlıklı 165. maddesinde;

“(1) Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.

(2) Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Bu düzenleme gereğince bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, o davanın sonuçlanması beklenmek üzere yargılama ertelenebilir. Hâkim, o davanın sonuçlanmasını kendi bakmakta olduğu dava için bekletici sorun yapabilir.

Bilindiği üzere ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesinde görülmekte olan davaya etkisi, dava ve olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 53. maddesinde düzenlenmiş olup; hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.

Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.

Mülga Borçlar Kanunu’nun “Ceza Hukuku İle Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53.maddesi;

“Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraet kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hâkimini takyit etmez.” hükmünü içermektedir.

Aynı düzenleme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 74. maddesinde de;

“Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.

Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde yer almaktadır.

Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararının, kusur ve derecesinin, zarar tutarının, temyiz gücü ve yükletilme yeterliğinin ve illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.

Hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.

Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusunda kesinleşmiş kabul bulunması hâlinde, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.

Yukarıda bekletici sorun ve ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesini bağlaması konusu genel itibariyle açıklanmış olup bu hususlar somut olaya göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle hak kaybına uğramamak açısından avukat danışmanlığında hukuki sürecin yürütülmesi faydalı ve doğru olacaktır.

Hukukun her alanında uzman avukatlarımız tarafından yazılmış tüm hukuki makalelerimiz için:

https://www.dewpartnerss.com/makaleler/

Ankara YDA Center'da bulunan hukuk büromuz Dew Partners'te deneyimli, uzman avukatlarımız sizlere en doğru, çözüm odaklı hukuki desteği ve hukuk danışmanlığını sağlayacaktır. Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Ceza Hukuku, Medeni Hukuk, Kişi Hukuku, Aile Hukuku, Miras Hukuku, Eşya Hukuku, Borçlar Hukuku, Ticaret Hukuku, Ticari İşletme Hukuku, Şirketler Hukuku, Kıymetli Evrak Hukuku, Deniz Ticareti Hukuku, Nakliye (Taşımacılık) Hukuku, Sigorta Hukuku, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, Vergi Hukuku, Fikri Mülkiyet Hukuku, Telif Hukuku, Patent Hukuku, Marka Hukuku, Uluslararası Hukuk, Ceza Muhakemesi Hukuku, İş Hukuku, Kamu Hukuku, Özel Hukuk, Askeri Hukuk gibi hukukun tüm alt dallarında Medeni Davalar: Boşanma davası, Nafaka davası, Velayet davası, Mal paylaşım davası, Miras davası, Tazminat davası, İcra ve İflas davaları

Ceza Davaları: Cezai yargılamalar, Ceza mahkemesi davaları

İş Davaları: İşçi-işveren davaları, İş kazası davaları, İşçi alacakları davaları

Ticari Davalar: Ticaret hukuku çerçevesindeki uyuşmazlıklar

İdari Davalar: İdare hukuku çerçevesindeki uyuşmazlıklar, İdari yargı davaları

Anayasa Davaları: Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurular

Aile Davaları: Evlat edinme davaları, Evlilik birliğinin iptali davaları

İcra ve İflas Davaları: Alacak tahsili davaları

Gayrimenkul Davaları: Tapu iptali ve tescil davaları, Ecrimisil davaları

Tüketici Davaları: Tüketici haklarından kaynaklanan uyuşmazlıklar

Fikri Mülkiyet Davaları: Marka davaları, Patent davaları, Telif hakkı davaları

İdare Hukuku Davaları: Kamu kurumlarına karşı açılan davalara ilişkin uyuşmazlıklar davaları için

Dew Partners Ankara Hukuk Bürosu  & Hukuki Danışmanlık ofisi her zaman yanınızda!


Yorum Yaz