Konkordato müessesesi İcra ve İflas Kanunu (İİK) 285-309 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Borçlular; iç (kötü yönetim, kontrolsüz büyüme) ve dış etkenlerdeki (siyasi ve ekonomik kriz, deprem) değişiklikler nedeniyle borçlarını ödeyemeyecek duruma düşebilirler. Bu gibi durumlarda konkordato, işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan ancak borçlarını da ödemekten kaçınmayan dürüst borçluları korumak için kabul edilmiş bir müessesedir.
Dolayısıyla borçlarını vadesinde ödeyemeyen ya da vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçlu konkordato yoluna başvurabilecektir. Bu sayede borçlu borçlarını ödeyebilme veya muhtemel bir iflastan kurtulabilme şansı bulabilecektir.
"İİK madde 296/1 uyarınca görülmektedir ki, borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümler sözleşmede bulunsa dahi borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sözleşme sona erdirilememektedir."
Ancak alacaklının fesih hakkını kullanamaması yalnızca borçlunun konkordato talebinde bulunması hali ile sınırlandırılmış olup geniş yorumlanmaması gerekmektedir. Yani alacaklı "borçlunun konkordato talebinde bulunması" nedeniyle sözleşmeyi sona erdiremeyecektir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, ilgili sözleşme de borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyeti için devamı önem arz eden bir sözleşme olmalıdır.
"İİK madde 296/2 uyarınca ise belirli şartların gerçekleşmesi durumunda konkordato projesine dahil edilecek bir tazminat karşılığında borçlunun taraf olduğu sözleşmeyi feshedebileceği belirtilmiştir."
Yukarıda konkordatonun sözleşmelere etkisi konusu genel itibariyle açıklanmış olup bu hususlar somut olaya göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle hak kaybına uğramamak açısından avukat danışmanlığında hukuki sürecin yürütülmesi faydalı ve doğru olacaktır.