Tanık Ve Tanıklık Nedir?

Tanık Ve Tanıklık Nedir?

Tanık; herhangi bir olayı, durumu gören, bilen ya da onunla ilgili bilgisi bulunan kimse demektir.

Tanıklık ise; Bir kişinin tanık olduğu olayla ilgili sahip olduğu bilgileri adli makamlar önünde anlatmasıdır.

Tanıklık kurumu CMK 43. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, tanımdan da anlaşılacağı üzere, tanık bir olayla ilgili olarak beş duyu organından en az birisi ile bilgi edinen kişidir. Tanık soruşturma ya da kovuşturma makamları önünde anlatacağı olayla ilgili en az görme, duyma, dokunma, tatma, koklama gibi duyu organları ile doğrudan bir bilgi edinmiş olması gerekir. Tahmine veya duyuma dayalı tanık beyanları verilecek karara esas alınmamalıdır.

Tanıklık ceza hukukunda takdiri delil olarak kabul edilmektedir. Günümüzde, özellikle ceza davalarında pek çok husus tanık beyanlarına dayandırılmakta olup, tanığın verdiği bilgilere göre hareket edilmektedir. İşte bu kadar hassas ve önemli konuma sahip olan tanıklıkta gerek soruşturma makamı olan Cumhuriyet savcısı gerekse kovuşturma makamı olan mahkemelerde tanık beyanlarının güvenilirliliği ve doğruluğu araştırılıp buna göre verilecek karara esas alınmalıdır.

Tanık ya da tanıkların beyanda bulunurken taraflarla arasında husumet, yakın akrabalık veya arkadaşlık olup olmadığı, yine bu kişilerin güvenirliği de araştırılması gerekir.

Cumhuriyet savcısı ya da mahkeme tanık beyanının gerçek ve güvenilir olup olmadığı yönünde bir kanaate ulaşmak için, dosya da başkaca deliller varsa, tanık beyanlarıyla bunlar arasında çelişki bulunup bulunmadığını irdeleyerek hükme ulaşmalıdır.

Bu durum ise; ceza yargılamasının amacı olan "adil yargılama" ilkesine ulaşmadaki en önemli kriterlerden bir tanesidir.

TANIK NASIL ÇAĞRILIR?

Tanığın hangi usulde çağrılacağı CMK 43. madde de düzenlenmiş olup buna göre;

CMK 43/1. madde "Tanıklar çağrı kâğıdı ile çağrılır. Çağrı kâğıdında gelmemenin sonuçları bildirilir. Tutuklu işlerde tanıklar için zorla getirme kararı verilebilir. Karar yazısında bu yoldan getirilmenin nedenleri gösterilir ve bunlara çağrı kâğıdı ile gelen tanıklar hakkındaki işlem uygulanır.

(2) Bu çağrı telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, çağrı kâğıdına bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz.

(3) Mahkeme, duruşmanın devamı sırasında hemen dinlenilmesi gerekli görülen tanıkların belirteceği gün ve saatte hazır bulundurulmasını görevlilere yazılı olarak emredebilir." şeklindedir.

TANIK YAPILAN ÇAĞRIYA UYMAZSA NE OLUR?

Tanığın kanunda öngörülen usullere uygun çağrılmasına rağmen, herhangi bir mazeret belirtmeksizin yetkili makamlar önüne gelmemesi durumu CMK 44/1. maddesinde düzenlenmiş olup;

CMK 44/1. madde; "Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır. (Ek cümle:8/7/2021-7331/11 md.) Zorla getirme kararı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi iletişim bilgilerinin dosyada bulunması hâlinde bu araçlardan yararlanılmak suretiyle de tanığa bildirilir." şeklindedir.

TANIKLIKTAN ÇEKİNMEK MÜMKÜN MÜDÜR?

Tanıklık ceza yargılamasında son derece önemli bir kurum olup, günümüz yargılamalarında da en çok başvurulan delil türü olması sebebiyle, sıkı düzenlemeler yapılarak, bazı kişilere dosyanın şüphelisi veya sanığıyla akrabalık ilişkisinden kaynaklı, tanıklık yapmama hakkı tanınmıştır.

CMK 45. maddesinde düzenlendiği üzere;

a) Şüpheli veya sanığın nişanlısı.

b) Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi.

c) Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu.

d) Şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları.

e) Şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar.

Tanıklıktan çekinebilirler.

TANIKLIKTAN ÇEKİNME NE ZAMAN VE NASIL YAPILIR?

Gerek Cumhuriyet savcısı gerekse de hakim dinlenecek kişinin tanıklıktan çekinme hakkı kapsamında kalan kişilerden olduğunu tespit ettiğinde CMK 45/3. madde ye göre bu kişiyi dinlemeden önce tanıklıktan çekinme hakkı olduğunu, bu hakkını kullanmak isteyip istemediği yönünde ikazda bulunmak zorundadır.

Tanıklıktan çekinme hakkına sahip kişi, sadece dinlenmeden önce değil, dinlenme esnasında da tanıklıktan çekinmek istediğini bildirebilir.

MESLEKİ AÇIDAN TANIKLIKTAN ÇEKİNME HAKKI OLANLAR KİMLERDİR?

Kanunda belli meslek gruplarına, tanıklıktan çekinme hakkı tanınmıştır. Bunlar kanunda sayılanlarla sınırlı olup, yorum ya da kıyas yoluyla genişletilip daraltılması da mümkün değildir. Kanuna göre;

CMK 46/1. madde;

"Meslekleri ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşulları şunlardır:

a) Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri bilgiler.

b) Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının, bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler.

c) Malî işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterlerin bu sıfatları dolayısıyla hizmet verdikleri kişiler hakkında öğrendikleri bilgiler.

(2) Yukarıdaki fıkranın (a) bendinde belirtilenler dışında kalan kişiler, ilgilinin rızasının varlığı halinde, tanıklıktan çekinemez." şeklindedir.

TANIKLAR NASIL DİNLENİR?

Tanık soruşturma ya da kovuşturma makamları önünde, olayla ilgili edinmiş oldukları bilgileri anlatacağından birbirlerinden etkilenmemeleri yasa da belli düzenlemeler getirilmiştir. Buna göre;

CMK 52/1. madde " Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir.

(2) Tanıklar, kovuşturma evresine kadar ancak gecikmesinde sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hâllerde birbirleri ile ve şüpheli ile yüzleştirilebilirler.

(3) Tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir.

Ancak;

a) Mağdur çocukların,

b) Duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin, Tanıklığında bu kayıt zorunludur.

(4) Üçüncü fıkra hükmünün uygulanması suretiyle elde edilen ses ve görüntü kayıtları, sadece ceza muhakemesinde kullanılır." şeklindedir.

TANIKLARA YEMİN NE ZAMAN YAPTIRILIR VE YAPTIRILACAK YEMİNİN ŞEKLİ NASILDIR?

CMK 54. madde de tanığa yeminin ne zaman yaptırılacağı düzenlenmiş olup, buna göre;

(1) Tanıklar, tanıklıktan önce ayrı ayrı yemin ederler. Gerektiğinde veya bir kimsenin tanık sıfatıyla dinlenilmesinin uygun olup olmadığında tereddüt varsa yemin, tanıklığından sonraya bırakılabilir.

(2) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcıları da tanıklara yemin verirler.

CMK 55. maddede ise tanıklara yaptırılması gereken yeminin biçimi yazılmış olup, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme hakimi tanığa yemini bu metne göre yaptırması gerekir.

CMK 55/1. madde; "Tanığa verilecek yemin, tanıklıktan önce "Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim." ve 54 üncü maddeye göre tanıklıktan sonra verilmesi hâlinde "Bildiğimi dosdoğru söylediğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim." biçiminde olur.

(2) Yemin edilirken herkes ayağa kalkar." şeklindedir.

Yemin verdirilmesi gereken tanık sağır veya dilsiz olması halinde CMK 56/2 . madde de ki düzenlemeye göre yemin yaptırılması gerekir.

Bu madde;

"Okuma ve yazma bilen sağır veya dilsizler yemin biçimini yazarak ve imzalarını koyarak yemin ederler. Okuma ve yazma bilmeyen sağır veya dilsizler işaretlerinden anlayan bir tercüman aracılığıyla ve işaretle yemin ederler."

şeklinde düzenlenmiştir.

YEMİNSİZ DİNLENEN TANIKLAR KİMLERDİR?

Kanun koyucu bunu da sayma yoluyla CMK 50. madde de düzenlemiş olup buna göre;

a) Dinlenme sırasında onbeş yaşını doldurmamış olanlar.

b) Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar.

c) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar.

Yeminsiz olarak dinlenir.

Yukarıda tanık ve tanıklık konusu genel itibariyle açıklanmış olup bu hususlar somut olaya göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle hak kaybına uğramamak açısından avukat danışmanlığında hukuki sürecin yürütülmesi faydalı ve doğru olacaktır.


Yorum Yaz