Koruma tedbirleri, muhakeme aşamasında başvurulan, ceza yargılamasının gereği gibi işlemesi veya hükmün infazının mümkün olması amacını taşıyan, gerektiğinde zor kullanmak suretiyle birtakım temel hak ve özgürlüklere geçici müdahaleyi gerektiren işlemlerdir. Bir diğer ifadeyle koruma tedbirleri; soruşturma ve kovuşturmanın yapılabilmesi ya da yürütülmesinin kolaylaştırılması, yargılamanın mümkün olduğunca kısa bir sürede neticelendirilmesi , verilecek hükmün infaz edilebilmesi , maddi gerçeğe ulaşmayı güçleştirecek durumlar gibi usul açısından tehlikeli sonuçların önlenmesi , yargılama giderlerinin karşılanabilmesi , delillere veya şüpheli ya da sanığa ulaşılması maksadıyla; gecikmesinde sakınca olan hallerde , görünüşte haklılık olmasına istinaden , temel hak ve hürriyetlerin birini ya da birkaçını ciddi düzeyde, gerekirse zor kullanılacak biçimde kısıtlayan , yasal düzenlemeye tabi , geçici nitelikte usul işlemleri ya da araçlar şeklinde tanımlanabilir. [1]
Koruma tedbirleri doktrinde de çeşitli şekillerde tanımlanmıştır: Yenisey-Nuhoğlu’na göre muhakeme sonunda somut olaya uygun ve yerine getirilebilir bir hüküm verilebilmesi için zorunlu olan ve muhakemeyi, muhtemelen bir gecikmeye tahammülü olmayan tehlikelerden koruyan araçlara koruma tedbiri denilir.[2] Şahin’e göre, koruma tedbirleri, ceza muhakemesinin gereği gibi yapılabilmesi veya hükmün infazının mümkün kılınması amacıyla muhakeme sürecinde başvurulabilen ve hükümden önce, gerektiğinde zor kullanmak suretiyle bazı temel hak ve özgürlüklere geçici müdahaleyi gerektiren işlemlerdir.
Koruma tedbirlerinin amacı kısaca yargılama sonucunda verilen hükmün yerine getirilebilirliğini koruma altına almak ve ceza muhakemesini yapılabilir kılmaktır. TCK’da düzenlenen güvenlik tedbirleri ile CMK’da düzenlenen koruma tedbirleri oldukça karıştırılan kavramlardır. Güvenlik tedbirleri fiili işlediği sabit olan kişi hakkında cezanın uygulanamadığı veya uygulansa bile yetersiz kalacağı hallerde mümkün iken; koruma tedbirleri henüz suçu işlediği sabit olmayan kişiler hakkında uygulanan tedbirlerdir. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre bu tedbirler; yakalama, gözaltı, tutuklama, adli kontrol, arama, el koyma, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı atanması ve teknik araçlarla izleme olarak sıralanabilir.
Koruma tedbirlerine zorunlu durumlarda başvurulabilir, koruma tedbirleri ancak kanunla düzenlenir bu bağlamda kanunilik ilkesi koruma tedbirleri için de geçerliliğini korumaktadır. Koruma tedbirlerinde tedbir kararının verilebilmesi için en azından görünüşte haklılık olmalı ayrıca önemle vurgulamak gerekir ki koruma tedbirleri temel hak ve özgürlüklere ciddi anlamda müdahale niteliği taşıdığından ulaşılmak istenen hedef ile söz konusu koruma tedbiri arasında orantılılık olmalıdır. Görünüşte haklılık; tedbir uygulandığı anda fiilin işlenip işlenmediği, üçüncü kişilere tedbir uygulamasını meşru kılacak durumların varlığının gerçek olup olmadığı gibi birtakım unsurların kesinlikten yoksun olması sebebiyle söz konusudur. Orantılılık tedbirle kullanımı daraltılan hak ve güvence altına alınan fayda arasında dengeyi zorunlu kılar. İsnat edilen suçun ağırlığı, tedbir istenen kişinin özellikleri gibi unsurların değişkenliği tedbirin türünde belirleyici olacaktır. Koruma tedbirlerinde ölçülülüğe ilişkin kriterler bazı koruma tedbirlerinde kanun tarafından belirlenirken bazı koruma tedbirlerinde somut bir belirleme kanunda yer almamıştır. Örneğin CMK’nun 100/4. Fıkrasına göre sadece adli para cezasını gerektiren suçlarla vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar hariç iki yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda tutuklama yasaktır. Yine CMK’nun 135. Maddesine göre telekomünikasyonun denetlenmesi tedbiri ancak maddede sayılan suçlarda uygulanabilir. Her iki düzenlemenin konuluş gerekçesi daha ağır suçlar bakımından veya diğer suçlar bakımından tutuklama ve telekomünikasyonun denetlenmesi tedbirinin ölçülü olmayacağına ilişkin kanuni düzenleme gereksinimidir. Kanun tarafından ölçülülük hükmü açıkça belirtilmemiş olduğu hallerde ise tedbire karar veren merci veya kararı uygulayan merciler, tedbirle sınırlanan özgürlüğün, elde edilmek istenen yarardan daha yüksek bir değer olmaması gerektiğini gözetmek durumundadırlar. [3]
Yukarıda koruma tedbirleri konusu genel itibariyle açıklanmış olup bu hususlar somut olaya göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle hak kaybına uğramamak açısından avukat danışmanlığında hukuki sürecin yürütülmesi faydalı ve doğru olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Koruma Tedbirleri, yakalama, gözaltı, tutuklama, adli kontrol, arama, el koyma, telekomünikasyon, iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı, teknik araçlarla izleme, kanunilik, orantılılık
[1]Faruk Yasin Turinay, Ceza Muhakemesi Hukukunda Koruma Tedbirlerinin Sınıflandırılması
[2]Yenisey-Nuhoğlu, s.304.
[3]Yard. Doç. Serdar Talas, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı, Ceza Muhakemesi Hukuku
Ders Notları