Dava Zamanaşımı

Dava Zamanaşımı

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren kanunla belirlenen sürenin geçmesine rağmen, söz konusu suça dair ceza davası açılmamışsa, ceza davası açma hakkının düşmesine neden olan, TCK 66. maddesinde düzenlenmiş hukuki müessesidir.

Bir başka anlatımla, TCK 67. madde de yazılı zamanaşımının işlemesini durduran ya da kesen herhangi bir durum yoksa artık o suça ilişkin ceza davası açılamaz.

DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİ NE KADARDIR?

Dava zamanaşımı süreleri TCK madde 66. madde de düzenlenmiş olup, kanun koyucu, suçların vasıf ve mahiyetleri ile bu suçlar için öngörülen cezaların ağırlıklarını dikkate alarak, yasada farklı dava zamanaşımı süreleri getirmiştir. Buna göre;

(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,

b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,

c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,

d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,

e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,

geçmesiyle düşer.

Kanun koyucu dava zamanaşımında, suçun failinin 18 yaş altında olması halinde, farklı iki gruplandırma yapma yoluna giderek;

Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, TCK 66/1. maddesinde öngörülen sürelerin yarısının;

Onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşeceğine hükmetmiştir.

Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde, dosya kapsamındaki mevcut deliller değerlendirilerek, suçun nitelikli halleri gözönüne alınıp, buna göre dava zamanaşımı belirlenmesi gerekir. Yine, esas alınacak ceza belirlenirken de suç için kanunda öngörülen üst sınır esas alınmalıdır. Örneğin; bir suç için kanunla 3 ile 5 yıl arasında bir zaman dilimi öngörülmüşse, dava zaman aşımı için 5 yıllın esas alınması gerekir.

Eğer kanunda, suç için seçimlik bir ceza öngörülmüş ise, zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınmalıdır.

DAVA ZAMANAŞIMI NE ZAMAN İŞLEMEYE BAŞLAR?   

Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden,

Teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden,

Kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden,

Çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.

DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN DURMASI

Dava zamanaşımının durma nedenleri TCK md. 67/1’de düzenlenmiştir. Durma kararı, süresiz bir şekilde zamanaşımının olduğu yerde durması, işlememesi sonucunu doğurur. Kanunda durma nedenleri sınırlı sayıda sayılmış olup buna göre;

Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.

DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN KESİLMESİ

Dava zamanaşımını kesilmesi sebepleri TCK md. 67/2’de sınırlı sayıda belirlenmiş olup, buna göre;

Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,

Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,

Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,

Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi, halinde dava zamanaşımı kesilir.

Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar. Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.

Yukarıda dava zamanaşımı konusu genel itibariyle açıklanmış olup bu hususlar somut olaya göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle hak kaybına uğramamak açısından avukat danışmanlığında hukuki sürecin yürütülmesi faydalı ve doğru olacaktır.


Yorum Yaz