Yakalama Nedir?

Yakalama Nedir?

Yakalama, hakim veya mahkeme kararı olmadan suç işlediği yönünde hakkında kuvvetli iz, eser, emare ve delil bulunan kişinin gözaltına veya muhafaza altına alma işlemlerinden önce özgürlüğünün geçici olarak ve fiilen kısıtlanarak denetim altına alınması olup CMK 90 ile 98. maddeler arasında düzenlenmiştir.

YAKALAMA İŞLEMİNİ KİMLER YAPABİLİR?

  1. Herkes Tarafından Yapılan Yakalama: Resmi görevi olsun olmasın, kişiye suçu işlerken rastlanması ve suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması, halinde varsa herkes (her vatandaş) adli yakalama yapabilir. (CMK md. 90/1)
  2. Kolluk Görevlilerince Yapılan Yakalama İşlemi: Suçüstü hallerinde herkes gibi kolluğun da yakalama işlemi yapma yetkisi vardır. Ayrıca, kolluk görevlileri, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, her zaman yakalama yetkisine sahiptirler. (CMK m.90/2).

YAKALAMA İŞLEMİ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

  1. Müzekkeresiz Yakalama: Bu yakalama şekli fiili durumdan kaynaklanan suç şüphesi altındaki kişinin özgürlüğünün kısıtlanması ihtiyacı nedeniyle yapılan bir yakalamadır (CMK m.90/1-2). Kolluk (polis, jandarma) veya herhangi bir vatandaş tarafından şüphelinin fiilen yakalanması halini ifade etmek üzere müzekkeresiz yakalama kavramı kullanılır.
  2. Müzekkereli Yakalama : Müzekkereli yakalama ise kural olarak çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli veya sanık hakkında yakalama emri çıkarılarak yapılan yakalamadır. (CMK m.98).

CMK 98/1. maddesine göre, soruşturma aşamasında, kendisine usulüne uygun olarak yapılan çağrıya rağmen, ya da kişinin nerede olduğu belli olmadığı için herhangi bir çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının sulh ceza hâkimliğinden talep etmesi üzerine yakalama emri düzenlenebilir.

CMK 98/2. maddesine göre, yakalanmış olan şüpheli veya sanık kolluk görevlisinin elinden kaçarsa, ya da tutukevi veya ceza infaz kurumundan tutuklu veya hükümlü kaçarsa Cumhuriyet savcıları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilirler.

CMK 98/3. maddesine göre, kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emri re'sen veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim veya mahkeme tarafından düzenlenir.

CMK 98/4. maddeye göre ise, tanzim edilen yakalama emrinde, kişinin açık eşkâli, bilindiğinde kimliği, yüklenen suçu ve yakalandığında nereye gönderileceği gösterilmesi gerekir.

YAKALAMAYA, YAKALAMA KARARINA VEYA EMRİNE İTİRAZ EDİLEBİLİR Mİ?

CMK 91/5. maddesine göre, yakalanan kişi veya bazı yakınlarının yakalamaya itiraz hakkı vardır.

Yakalama kararı kovuşturma aşamasında gerçekleşmişse, sanığın yakalamaya ilişkin mahkeme kararına itiraz hakkı vardır.

Yakalama işlemi soruşturma aşamasında gerçekleştirilmiş ise, CMK m.91/5. maddesine göre, yakalanan kişi, yakalananın müdafii (avukatı), yakalananın kanunî temsilcisi, yakalananın eşi, yakalananın birinci veya ikinci derecede kan hısımı (anne, baba, kardeş, nine, dede, torun) hemen serbest bırakılmayı sağlamak için sulh ceza hâkimine itiraz edebilir.

YAKALANAN KİŞİNİN MAHKEMEYE GÖTÜRÜLME SÜRESİ VE SERBEST BIRAKILMASI

Anayasa'nın 19. maddesi ve CMK'da hürriyeti kısıtlama çok sıkı koşullara bağlanmıştır. Her ne sebeple olursa olsun hürriyeti kısıtlanan kişi ya da kişilerin kısa sürede durumları hakkında bir karar verilmesini ve serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvuru hakları vardır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5/3. maddesinde de, yakalanan veya tutuklu durumda bulunan herkes hemen bir yargıç veya adli görev yapmaya yasayla yetkili kılınmış diğer bir görevli önüne çıkarılır; kendisinin makul bir süre içinde yargılanmaya veya adli kovuşturma sırasında serbest bırakılmaya hakkı vardır, denilmiştir.

İşte bu kurallar çerçevesinde, hâkim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruşturma veya kovuşturma evresinde yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılır. (CMK m.94/1).

CMK 94/2. maddesine göre ise, yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde yakalandığı yer adliyesinde, mevcut değil ise en yakın adliyede kurulu sesli ve görüntülü iletişim sisteminin kullanılması suretiyle yetkili hâkim veya mahkeme tarafından bu kişinin sorgusu yapılır veya ifadesi alınır.

CMK 94. madde ye 8/7/2021 tarihinde yapılan ekleme ile, ifadesi alınmak amacıyla hakkında yakalama emri düzenlenen kişi, mesai saatleri dışında yakalanması halinde, belirlenen tarihte yargı mercii önünde hazır bulunmayı taahhüt ederse, kişi Cumhuriyet savcısınından alınacak talimatla serbest bırakılır. Ancak, bu serbest bırakma her yakalama emri için ancak bir kez uygulanabilir.

Geleceği yönünde, taahhüdde bulunup ta belirlenen tarihte gelmeyen kişi hakkında, yakalama emrinin düzenlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından bin Türk lirası idari para cezası verilir.

YAKALANAN KİŞİNİN HAKLARI NELERDİR?

Yakalanan kişiye, suç ayrımı gözetilmeksizin yakalama sebebi ve hakkındaki iddialar ile susma ve müdafiden yararlanma, yakalanmaya itiraz etme hakları ile diğer kanunî hakları ve itiraz hakkını nasıl kullanacağı, herhâlde yazılı, bunun hemen mümkün olmaması hâlinde sözlü olarak derhâl bildirilir.

Yakalananın bir yakınına veya belirlediği bir kişiye Cumhuriyet savcısının emriyle gecikmeksizin haber verilir. Yakalama işlemi bir tutanağa bağlanır. Bu tutanağa yakalananın, hangi suç nedeniyle, hangi koşullarda, hangi yer ve zamanda yakalandığı, yakalamayı kimlerin yaptığı, hangi kolluk mensubunca tespit edildiği, haklarının tam olarak anlatıldığı açıkça yazılır, bu tutanağın bir sureti yakalanan kişiye verilir.

Bu kişiye ayrıca haklarının yazılı olarak bildirildiğini ve kendisi tarafından da bu hususun anlaşıldığını belirten “Yakalama ve Gözaltına Alma Tutanağı Şüpheli ve Sanık Hakları Formu” tanzim edilerek imzalı bir örneği verilir.

Yukarıda yakalama konusu genel itibariyle açıklanmış olup bu hususlar somut olaya göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle hak kaybına uğramamak açısından avukat danışmanlığında hukuki sürecin yürütülmesi faydalı ve doğru olacaktır.


Yorum Yaz