Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma Suçunda Etkin Pişmanlık

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma Suçunda Etkin Pişmanlık

ÖZET: Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunda etkin pişmanlık kurumu TCK’nın 110. maddesinde; "(1) Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilir." şeklinde düzenlenmiştir. Bu hükmün hangi şartlarda ve nasıl uygulanacağı Yargıtay kararlarıyla şekillenmiş olup, bu şartların hepsinin bir arada göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerekir. 

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunda etkin pişmanlık kurumu TCK 110. maddede; "(1) Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilir." şeklinde düzenlenmiştir.

            Etkin pişmanlık hükümlerinin, hangi şartlarda ve nasıl uygulanacağı Yargıtay kararlarıyla şekillenmiş olup, bu şartların hepsinin bir arada göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerekir.  Buna göre;

            1-Suçun tamamlanmış olması gerekir. Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu, bilindiği üzere mağdur hürriyetinden hukuka aykırı olarak alıkonulduğunda tamamlanır.  Henüz suç tamamlanmamış, yani fail icra hareketlerini bitirmemiş, eylemini gönüllü olarak sonlandırmışsa, o zaman TCK 36. madde de düzenlenen gönüllü vazgeçme hükümlerinin tartışılması gerekir.

             Örneğin fail, mağduru evin içine zorla sokabilmek için, mağdura karşı hamlede bulunup bu hamlesi boşa çıktıktan sonra eylemine devam etmeyerek kendiliğinden vazgeçerse, gönüllü vazgeçme hükümleri TCK 36. maddesi uygulanması gerekir. Çünkü ortada tamamlanmış bir suç olmadığı gibi, tamamlanması yönünde de bir irade de yoktur. Eğer, mağdur eve zorla alınarak bir müddet alıkonulduktan sonra, zarar verilmeden kendiliğinden serbest bırakılırsa, o zaman etkin pişmanlık hükümleri gündeme gelir.

            2-Soruşturmaya başlanmadan evvel mağdurun serbest bırakılması gerekir. Kanunda soruşturma yapmaya yetkili makamlar (Cumhuriyet savcısı, kolluk gibi) bellidir. Bu makamlar tarafından suç şüphesi haber alınmasıyla birlikte, soruşturmanın da başlamış olduğu kabul edilir. Soruşturmaya yetkili makamlarca suç şüphesi öğrenildikten sonra, fail mağduru serbest bırakmış olsa bile, artık etkin pişmanlık hükmünün uygulanması mümkün değildir.

            Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 01.06.2022 tarihli, 2019/10828 esas, 2022/8135 kararında ".... Tanık M. G.'in olayın hemen akabinde alınan kolluk ifadesinde "Sanıkların, mağduru bırakmalarından sonra polise haber verdiğini" belirtmesi karşısında, mağduru şahsına karşı herhangi bir zarar vermeksizin kendiliğinden serbest bırakan sanıklar hakkında TCK.nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması bozmayı gerektirmiştir." denilmiştir.

            Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 16.06.2021 tarihli, 2019/8830 esas, 2021/16208 kararında " Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.12.2015 tarihli 2014/14-710 Esas, 2015/502 Karar sayılı ilamı gereğince tüm dosya içeriğine göre, sanıkların, mağdurlar ... ve ...'i araca bindirip Nevruz Tepesine götürüp yaraladıktan sonra, tekrar araca bindirerek mağdur ...'i kalmakta olduğu yurda, mağdur H…G…'i ise bir market önünde bıraktıkları olayda, sanıkların soruşturma başlamadan önce, nitelikli bir yaralamaya sebebiyet vermeden kendiliklerinden mağdurları serbest bıraktıklarının anlaşılması karşısında, haklarında TCK’nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir." denilmiştir.

            3-Mağdurun gönüllü olarak, kendiliğinden serbest bırakılması gerekir. Serbest bırakma gerçek bir pişmanlık sonucu, failin hür iradesiyle gerçekleşmelidir. Bu pişmanlığın nasıl ve hangi gerekçelerle ortaya çıktığının önemi yoktur. Üçüncü bir kişinin, soruşturma makamlarının baskısı söz konusu olmamalıdır. Gönüllülükte fail yaptığı eylemden pişmanlık duyabilir, mağdura acımış olabilir, korku da duymuş olabilir. Önemli olan gönüllülük esasına dayalı olarak mağdurun serbest bırakılmasıdır.

            Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 28.02.2023 tarihli, 2022/6083 esas, 2023/925 kararında "Dairenin 2019/6917 Esas, 2022/3685 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, somut olayda, sanığın katılanı kendiliğinden ... bırakması söz konusu olmayıp, aracın kırmızı ışıkta durmasından faydalanan katılanın kendi çabası ile kaçması üzerine olayın son bulduğu anlaşılmakla, mahkemenin uygulamasında hukuka aykırılık bulunmamıştır. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir." denilmiştir.

            Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 06.02.2023 tarihli,  2022/5027 esas,  2023/303 kararında "Müşteki ...'ün servis şoförlüğünü yaptığı aracı iş bitiminde sahibine teslim etmek istediği, aracı sahibinin ... önüne getirdiği esnada sanık ve arkadaşının araca bindiği, sanığın şoföre bıçak gösterip kendilerini istediklere yere bırakması yönünde tehdit ettiği, diğer sanığın müştekinin arka koltuğuna oturduğu korkan müştekinin aracı hareket ettirip sokakta bir tur attığı olayları balkondan gören araç sahibi M.C' un polisi aradığı, bu esnada araçla tekrar ... önüne gelen şoförün aracı durdurduğu, önce sanık ...'in ardından diğer sanığın araçtan indiği, şoförün gaza bastığı sanıkların aracın önüne durdurmak için çıktığı ancak müştekinin olay yerinden hızla uzaklaştığı, bu sırada olay yerine intikal eden kolluk güçlerinin sanıkları yakaladığı olayda kişiyi hürriyetinden yoksun kılan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 110 uncu maddesinde tanımlı etkinlik pişmanlık şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık görülmemiştir." denilmiştir.

            Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 09.10.2017 tarihli, 2014/10522 esas, 2017/4571 kararında "Sanığın hürriyetinden yoksun kıldığı mağduru araç hareket halindeyken dövmeye devam etmesi ve eylemini polis arabasının kendilerini takip etmesi üzerine sonlandırması karşında hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığının gözetilmesi gerekir." denilmiştir.

            4-Mağdurun fail tarafından serbest bırakılması gerekir. Mağduru hürriyetinden kim alıkoymuşsa bu kişi tarafından serbest bırakılmalıdır.

            Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 02.11.2017 tarihli,  2014/11862 esas,  2017/5318 kararında "Sanığın, diğer sanıklarla birlikte cebir kullanmak suretiyle araca bindirdiği mağdureyi bir süre alıkoymasının ardından diğer sanıklardan kurtarıp kendi evinde gecelemesini sağladıktan sonra ertesi sabah kolluğa teslim ettiği ve olayda mağdurenin yaralanmasının da basit tıbbi müdahaleyle iyileşebilecek şekilde olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında özel etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerekir." denilmiştir.

            5-Mağdurun zarar görmeyeceği, istediği yere rahatlıkla ulaşabileceği bir mahalde, bölge de serbest bırakılması gerekir. Mağdurun, fail tarafından alelade rastgele bir yerde değil, mağdurun can ve mal güvenliği açısından tehdit oluşturmayan ve ileride de oluşturma ihtimali olmayan bir yerde bırakılmış olması gerekir. Bu açıklamaların ışığında, sadece bırakılma anındaki tehlikeler değil, potansiyel tehlike taşımayan bir yerde olması gerekir.

             Yargıtay Ceza Genel Kurulu "TCY'nın 110. maddesi anlamında "güvenli bir yer"den söz edilebilmesi için, mağdurun istediği yere, özellikle bir yerleşim birimine kolaylıkla ulaşabileceği, fiziksel ya da manevi olarak zarar görmeyeceği ve herkesin gelip geçtiği bir yerde serbest bırakılmış olması gerekmektedir. Yasa koyucu, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için mağdurun serbest bırakılmasını yeterli bulmamış, diğer koşulların yanında mağdurun serbest bırakıldığı yerin güvenli olması koşulunu da aramıştır. Bu bağlamda mağdurun gece vakti, yerleşim yerine uzak ve ıssız bir yere bırakılması halinde fail, bu hükümden istifade edemeyecektir" demiştir.

            Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.06.2020 tarihli, 2019/8-388 esas,  2020/332 kararında "Somut olayda; TCK'nın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda etkin pişmanlık hükmünü düzenleyen 110. maddesinin uygulanabilmesi için; suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zarar verilmemesi ve kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakılması koşullarının bir arada bulunmasının gerekli olması, kolluk tarafından 05.01.2018 tarihinde saat 21.23’te düzenlenen adli kolluk Cumhuriyet savcısı görüşme tutanağından anlaşıldığı üzere inceleme konusu olay ile ilgili olarak mağdur ...’in kardeşi olan ...’nun emniyete müracaatı üzerine soruşturmanın başlaması, aynı anda durumun ayrıca Cumhuriyet savcısına da bildirilmesi, sanığın ise hakkında soruşturma başladıktan sonra 06.01.2018 tarihinde saat 06.00 sıralarında yakalanması üzerine mağdurun bulunduğu yeri kolluk görevlilerine göstermesi karşısında, soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun serbest bırakılması koşulu gerçekleşmediğinden, anılan maddede yer alan diğer koşulların tartışılmasına gerek olmaksızın sanık hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının bulunmadığı kabul edilmelidir. Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir." denilmiştir.

            6-Mağdura fail tarafından bir zarar verilmemiş olması gerekir. Buradaki zarardan, mağdurun şahsına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik her türlü fiziki saldırının anlaşılması gerekir.

             Yargıtay Ceza Genel Kurulu, manevi ve ekonomik zararların bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, mağdurun tehdit edilmesi, malına zarar verilmesi, cinsel tacizde bulunulması gibi hallerde, mağdurun fiziki bütünlüğüne yönelik bir saldırıdan söz edilemeyeceğini, bu gibi durumların etkin pişmanlık hükmünün uygulanmasına engel oluşturmayacağını, söylemiştir.

            Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 29.09.2021 tarihli,  2020/12273 esas, 2021/18387 kararında "Somut olayda sanık ...'ın, içlerinde sanık ... da olan diğer sanıklarla birlikte mağdurenin hürriyetini kısıtlamak için hakimiyeti altına aldıktan sonra alıkoyma eyleminin cebir unsuru içinde kalmayacak şekilde mağdureyi darp ettiği, bu haliyle TCK ilgili maddesinde düzenlenen "mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın" şartının ihlal edildiği, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının sanıklar hakkında oluşmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık ..., katılan Bakanlık vekili ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın ilgili maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın ilgili maddeleri uyarınca bozulmasına karar verilmiştir." denilmiştir.

            Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 04.02.2020 tarihli,  2019/26250 esas, 2020/9033 kararında "Tüm dosya içeriğine göre, mağdurun kovuşturma aşamasında verdiği beyana göre, sanığın katılanı tehdit ederek bir süre tuttuktan sonra, soruşturma başlamadan önce onun şahsına karşı herhangi bir zarar vermeksizin kendiliğinden serbest bıraktıklarının anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK.nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, aksi yönde hüküm kurulması neticesinde fazla ceza tayini, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi gereğince bozulmasına karar verilmiştir." denilmiştir.

ETKİN PİŞMANLIK HÜKMÜ UYARINCA İNDİRİM ORANI NE KADARDIR?

            Cumhuriyet savcısı, TCK 110. madde de yer alan etkin pişmanlık hükmünün şartlarının gerçekleştiğini tespit etse dahi, kamu davası açmak zorundadır. Etkin pişmanlık hükümlerinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği konusundaki değerlendirme yetkisi mahkemeye aittir.

            Mahkeme, etkin pişmanlık hükmünün şartlarının gerçekleştiği kanaatine varırsa, temel cezayı belirledikten sonra TCK 61. maddedeki sırayı takip edecek ve etkin pişmanlık hükmü uyarınca cezadan üçte iki oranına kadar indirim yapması gerekir.

            Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 01.03.2017 tarihli  2016/5960 esas, 2017/488 kararında  "Sanık ... ve beraberindeki kişilerin, yakınanın ikametine ellerinde silah bulunur vaziyette gelerek, kendilerini polis olarak tanıtmak suretiyle kandırıp, yakınanı Emniyet Müdürlüğüne götüreceklerini söyleyerek araca bindirdikleri, akabinde yolda giderken anlat bakalım, senin ne gibi takıntıların var, ilk defa mı başına geliyor, 500.000 dolar ödeyeceksin, yoksa senin başına sıkar, arabadan aşağı atarız dedikleri, yakınanın, o kadar parasının olmadığını söylemesi üzerine de yakınanla 20.000 dolar üzerinde anlaştıkları, yakınanın, sanıkların birinin telefonundan, arkadaşı olan tanık...i arayıp, daha önce kendisinin verdiği 6000 poundu, ... Caddesi üzerindeki Emniyet Müdürlüğü önüne getirerek aracında beklemesini söylediği, buna binaen tanığın, parayı yakınanın söylediği yere getirdiği, Emniyet Müdürlüğü önünde bekleyen sanıkların, tanığın bulunduğu aracın yanına giderek parayı aldıkları, parayı elde ettikten sonra yakınanın şahsına zararları dokunmaksızın Zincirlikuyu' da ki bir benzin istasyonu önünde serbest bıraktıklarının anlaşılması karşısında; kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu yönünden 5237 sayılı TCK'nın 110. maddesi ile uygulama yapılıp yapılmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA" denilmiştir.

Ankara hukuk bürosu, Avukat Ankara, Hukuki danışmanlık Ankara, Ankara ceza avukatı, Boşanma avukatı Ankara, Ankara iş hukuku avukatı, Miras avukatı Ankara, Aile hukuku avukatı Ankara, Ankara gayrimenkul avukatı, İş davaları avukatı Ankara, Ankara ticaret hukuku avukatı, İcra avukatı Ankara, Ankara tazminat avukatı, Fikri mülkiyet avukatı Ankara, İş kazaları avukatı Ankara, Ankara marka patent avukatı, Sigorta hukuku avukatı Ankara, Ankara idare hukuku avukatı, İş sözleşmeleri avukatı Ankara, Ankara aile mahkemesi avukatı, İşçi hakları avukatı Ankara, Ankara nafaka avukatı, Ceza hukuku avukatı Ankara, Ankara tüketici hakları avukatı, Boşanma davası avukatı Ankara, Ankara vergi hukuku avukatı, Ankara malpraktis avukatı, Ankara iş davaları avukatı, İş güvencesi avukatı Ankara, Ankara taşınmaz hukuku avukatı, Anlaşmalı boşanma avukatı Ankara, Ankara yabancılar hukuku avukatı, Ankara tüketici hakem heyeti avukatı, Ankara şirket kuruluşu avukatı, İşveren avukatı Ankara, Ankara emlak avukatı, Ankara icra iflas hukuku avukatı, Ankara bilişim hukuku avukatı, Ankara çocuk velayeti avukatı, Ankara yabancı çalışma izni avukatı, Ankara iş sözleşmesi avukatı, Ankara tüketici davaları avukatı, Ankara kişisel verilerin korunması avukatı, Ankara vekalet ücreti davaları avukatı, Ankara arabuluculuk avukatı, Ankara ticari davalar avukatı, Ankara konkordato avukatı, Ankara ceza avukatı, Ankara tüketici mahkemeleri avukatı, Ankara şirket avukatı, Ankara alacak tahsili avukatı, Ankara iş güvencesi avukatı, Ankara tüketici hakları avukatları, İşçi davaları avukatı Ankara, Ankara avukatlık büroları, Ankara boşanma avukatları, Ankara icra hukuku avukatı, Ankara taşınmaz hukuku avukatları, Ankara ceza avukatları, Ankara işçi hakları avukatı, Ankara yabancılar avukatı, Ankara aile hukuku avukatları, Ankara marka avukatı, Ankara tazminat davası avukatı, Ankara iş davaları avukatları, Ankara gayrimenkul hukuku avukatı, Ankara avukat danışmanlık, Ankara ticari davalar avukatları, Ankara ceza davaları avukatı, Ankara aile mahkemesi avukatları, Ankara tüketici hakem heyeti avukatları, Ankara iş sözleşmeleri avukatları, Ankara idare hukuku avukatları, Ankara boşanma davası avukatı, Ankara avukatlık ücretleri, Ankara avukatlık büroları, Ankara miras hukuku avukatı, Ankara alacak tahsili avukatları, Ankara işçi davaları avukatları, Ankara tüketici hakları avukatlık, Ankara hukuki danışmanlık hizmetleri, Ankara boşanma davası avukatları, Ankara iş davaları avukatlık, Ankara ceza davaları avukatlık, Ankara aile mahkemesi avukatlık, Ankara tüketici hakem heyeti avukatlık, Ankara iş sözleşmeleri avukatlık, Ankara idare hukuku avukatlık, Ankara boşanma davası avukatları, Ankara avukatlık ücretleri, Ankara avukatlık büroları, Ankara miras hukuku avukatları, Ankara alacak tahsili avukatlık, Ankara işçi davaları avukatlık, Ankara tüketici hakları avukatlık hizmetleri, Ankara hukuki danışmanlık büroları, Ankara boşanma davası avukatlık, Ankara iş davaları avukatlık hizmetleri, Ankara ceza davaları avukatlık, Ankara aile mahkemesi avukatlık.


Yorum Yaz