İdari Yargıda Duruşma

İdari Yargıda Duruşma

Genel Açıklamalar

İdari yargılama hukukunda duruşma, istisnai olarak uygulanan, adli yargılamadan oldukça farklı özelliklere sahip, kendine özgü bir kurumdur.

İdari yargılama hukukunun konusunu, idarenin eylem ve işlemleri ile idari sözleşmeler oluşturmaktadır. Anılan uyuşmazlıkların niteliği gereği idari yargıda yazılı yargılama usulü uygulanmakta ve uyuşmazlıklar dosya üzerinde incelenerek karara bağlanmaktadır. İdari yargılama usulünde yazılılık esas olmakla birlikte, duruşma kurumuna da yer verilmiştir. Ancak idari yargılama hukukundaki duruşma kurumu, cezai ve medeni yargılamadaki duruşmadan oldukça farklı düzenlenmiştir.

İdari yargılamada duruşma yapılması zorunlu değildir ve istisnai olarak uygulanmaktadır. Duruşma yapılabilmesi bazı koşullara tabidir.İdari yargılama usulünde duruşmanın şartları ve usulü İYUK'un 17-19 maddelerinde düzenlenmiş, 55/4. Maddesinde ise yargılanmanın yenilenmesi aşamasında duruşmaya ilişkin özel bir hüküm konulmuştur. Duruşma sırasında tarafların mahkemenin düzenini bozması halinde buna karşı yapılacak işlemler hususunda ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. (İYUK m.31/1). Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na yapılan gönderme genel nitelikte olmayıp sadece duruşma esnasında tarafların mahkemenin düzenini bozan hareketlerine karşı yapılacak işlemler konusunda atıf yapılmıştır. Dolayısıyla Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun duruşmaya ilişkin diğer hükümlerinin idari yargılama hukukunda uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Duruşma Yapılabilmesinin Şartları

İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 17/1. maddesinde, duruşma yapılması talep edilebilecek davalar sayılmıştır. Buna göre:

Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan,

  • Her türlü iptal davaları,
  • Yirmibeşbin Türk Lirasını aşan tam yargı davaları (2022 yılı itibariyle 77.000,00 TL )
  • Tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmibeşbin Türk Lirasını aşan vergi davalarında (2022 yılı itibariyle 77.000,00 TL ) taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır.

İptal davalarında duruşma yapılabilmesi için herhangi bir sınırlandırma yapılmamış olup, her türlü iptal davalarında tarafların talebi halinde duruşma yapılması zorunludur. Duruşma yapılması yönünden iptal davasının idare veya vergi mahkemesinde ya da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay'da görülmesinin bir önemi yoktur.

Tam yargı davalarında duruşma yapılabilmesi için parasal bir sınırlandırma söz konusu olup, buna göre, ilk derece mahkemelerinde dava konusu talep edilen tazminat miktarı, kanunda belirtilen miktarın üzerinde ise, tarafların talebi halinde duruşma yapılması gerekir. Söz konusu miktar kanunda yirmi beş bin Türk Lirası olarak belirtilmişse de, her yıl yeniden değerleme oranında artırılmaktadır. 2022 yılı için bu sınır 77.000,00 TL'dir.

Bazı durumlarda iptal ve tam yargı davalarının birlikte açılması mümkündür (İYUK 12. madde). Bu durum, özellikle bir idari işlemin bir kimsenin hakkını ihlal etmesi durumunda söz konusu olur. Böyle bir durumda, hakkı ihlal edilen kişi aynı davada hem idari işlemin iptalini hem de uğradığı haksızlığın giderilmesini isteyebilir, dolayısıyla bir parasal tutarın ödenmesini de talep edebilir. İşte, iptal davası ile tam yargı davasının birlikte açıldığı durumlarda, duruşma talep edilmesi halinde, parasal tutar dikkate alınmaz, davanın iptal davası olması dikkate alınır ve duruşma yapılması gerekir.

İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinde, duruşma istenebilecek davalar arasında son olarak, tarh ve ceza kesme işlemine karşı açılan ve miktarı 2022 yılı itibariyle 44.000,00 Türk Lirasını aşan vergi davaları sayılmıştır. Bu durumda duruşma istenmesi halinde, duruşma yapılması zorunludur. Bu tür davalardaki parasal tutarın 2022 yılı itibariyle 44.000,00 Türk Lirasının altında kalması halinde de duruşma istenebilir ancak bu tür davalar tek hakimle görülen davalar olup, duruşma yapılması hakimin takdirindedir yani hakim duruşma talebini kabul de edebilir ret de edebilir.

İstinaf ve temyiz aşamasında duruşma yapılması için, tarafların usulüne uygun bir şekilde duruşma yapılması talebi gerekli, ancak yeterli değildir. Duruşma yapılması talebinin ayrıca üst yargı yerlerince uygun görülüp kabul edilmesi de gerekir.

Re'sen araştırma ilkesi yukarıda ayrıntılı olarak anlattığımız üzere idarî yargılama usulünün özelliklerinden biridir. Bu özelliği nedeniyle, idari yargılama usulünde hakim, bütünüyle aktif bir durumdadır ve uyuşmazlığın çözülmesinde gerekli her türlü araştırma ve incelemeyi talep olsun olmasın kendiliğinden yapar.

Nitekim, ister ilk derece mahkemelerinde ister üst yargı yerlerinde, idari yargı mercii, tarafların talebi olsun olmasın, uyuşmazlığın tespiti açısından faydalı olacağı kanaatine varılarak duruşma yapılmasını gerekli görürse, re'sen araştırma yetkisi kapsamında, karar verilinceye kadar her zaman, resen duruşma yapmaya karar verebilir.

İdari yargılama usulünde, tarafların talebi üzerine duruşma yapılması zorunludur. Ancak duruşma yapılması için iptal davalarında herhangi bir koşul bulunmazken, tam yargı ve tarh ve ceza kesme işlemine karşı açılan davalarda, dava konusunun belli bir tutarı geçmesi gerekir. Kanun yolu aşamasında talep olsa da duruşma yapılması üst yargı yerinin takdirine bağlıdır. Davanın her aşamasında duruşma talebinde bulunulamaz. Kanun bunu belli bir aşama ile sınırlandırmıştır. İlk derece aşamasında duruşma yapıldıktan sonra, istinaf ve temyiz aşamasında da duruşma yapılabilir. Ancak bir davada bu aşamalarda duruşma sadece bir kez yapılır. Duruşma sırasında tanık dinlenmesi ve yemin teklif edilmesi mümkün değildir. Duruşmada zabıt katibi bulunmaz ve tutanak da tutulmaz. Duruşma yapıldıktan sonra en geç on beş gün içinde karar verilir.

İdari yargılamada hakimin re'sen duruşma yapılmasına karar verme yetkisi, hem ilk derece mahkemelerinde, hem de üst yargı yerlerinde görülen tüm davalar için geçerlidir.

Duruşma talebi, bir taraf iradesi olmasından ötürü, tarafın bu iradesinden vazgeçmesi de mümkündür. Duruşma yapılıncaya kadar taraflar duruşma yapılması talebinden vazgeçebilirler. Ancak duruşma talebinden vazgeçildikten sonra ikinci kez duruşma talebinde bulunulamaz.

Duruşma Talep Etmenin Şekli

İdari yargılamada yazılı yargılama usulünün geçerli olması sebebiyle duruşma talepleri yazılı olarak yapılır, sözlü olarak duruşma yapılması talebi dikkate alınmaz. Davacı da davalı da duruşma talebinde bulunabilirler. Duruşma talebi dilekçelerin herhangi bir yerinde yapılabilir, buna ilişkin bir şekil kuralı bulunmamaktadır. Duruşma talebinin anlaşılır olması yeterli görülmektedir. Uygulamada ise dilekçenin sağ üst köşesinde, yargı yerinin dikkatini çekmek gayesiyle duruşma talebi altı çizilerek yazılır ve dilekçenin sonuç ve talep kısmında da duruşma talep edildiği belirtilir.

Duruşma Talep Etmenin Zamanı

İdari yargılamada duruşma talebi her aşamada istenememektedir. İdari Yargılama Usulü Kanunu'na göre duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabilir (İYUK m.17/3). Bu kanun maddesine göre davacı dava dilekçesi ve ikinci dilekçede, davalı ise cevap dilekçesi ile ikinci savunma dilekçesinde duruşma talep edebilirler. Kanun maddesinde açık bir hüküm bulunmasa da dava dilekçesi, cevap ve savunma dilekçelerinde duruşma talebinde bulunulmasa da, tarafların kendilerine tebliğ edilen cevap ve savunmalara karşı hiçbir beyanda bulunmadan, bu süreler içinde verecekleri ek dilekçeler ile duruşma talep etmeleri mümkündür. Ancak bu sürelerin geçmesi sonucunda, dava dosyasının tekemmülü halinde, ek bir dilekçe ile duruşma talep edilmesi halinde idari yargı yeri bu taleple bağlı değildir, duruşma yapılması idari yargı yerinin takdirindedir, isterse re'sen duruşma yapabilir ya da duruşma talebini dikkate almayıp evrak üzerinden karar verebilir.

Bölge idare mahkemeleri ile Danıştay'da görülen davalarda ise duruşma talebi istinaf veya temyiz başvuru dilekçeleri ile savunma dilekçelerinde ya da başvuru ve savunma süreleri içinde, verilecek ek dilekçelerle talep edilebilir.

Sonuç

İdari yargılama usulünde yazılılık esas olmakla birlikte, yazılılık ilkesinin yukarıda bahsedilen sakıncalarını azaltmak amacıyla, duruşma kurumuna da yer verilmiştir. Ancak idari yargılama hukukundaki duruşma kurumu, cezai ve medeni yargılamadaki duruşmadan oldukça farklı düzenlenmiştir. İdari yargılamada duruşma tali niteliktedir. Dolayısıyla duruşma yapılması zorunlu değildir. Duruşma bazı şart ve kayıtlara bağlanmış, ancak bu şart ve kayıtların gerçekleşmesi halinde, istisnai olarak uygulanmaktadır.

İdari yargılama usulünde her davada duruşma yapılamamaktadır. Her türlü iptal davalarında duruşma yapılabiliyorken, tam yargı davaları ile tarh ve ceza kesme işlemine karşı açılan vergi davalarında, parasal bir sınırlandırma söz konusudur ve dava konusu miktar, belli bir tutarın üstünde olan davalarda duruşma yapılabilmektedir. İlk derece mahkemelerinde ve Danıştay'ın ilk derece sıfatıyla baktığı davalarda, tarafların talebi üzerine duruşma yapılması zorunludur. Talebe rağmen duruşma yapılmaması halinde tarafların savunma hakkı kısıtlanmış olacağından, kanun yolu aşamasında kararın bozulması sebebidir.

İdari yargılama usulüne özgü bazı hükümler dolayısıyla uygulamada çoğunlukla tarafların duruşmada dilekçelerini özetlemeleri hatta sadece dilekçelerini tekrar ettiklerini söylemekle yetinmeleri sebebiyle; doktrinde genel olarak hakim olan görüş, idari yargılama hukukunda duruşma kurumunun davanın taraflarının psikolojik olarak tatmin edilmesi dışında bir amaç taşımadığı, dolayısıyla medeni ve ceza yargılama usulleri ile karşılaştırıldığında önemli ve etkili bir işleve sahip olmadığı yönündedir.


Yorum Yaz